Examples of using "Per" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen bizim için onu yap.
Lütfen bunu benim için al.
Lütfen bunu benim için tercüme et.
Lütfen Tom'a oy verme.
Lütfen ona oy verme.
Ne kadar süre benim için çalıştın?
Lütfen gel.
Lütfen yardım edin!
Lütfen gülümse.
Lütfen söyle.
Lütfen bekle.
Lütfen kal.
Lütfen devam edin.
- Lütfen dinle.
- Lütfen dinleyin.
- Lütfen dinleyiniz.
Lütfen git.
Lütfen içeri gel.
Lütfen geri gel.
Lütfen gül!
Akşam yemeği için kalın.
Lütfen yinele!
Lütfen devam edin.
Lütfen ye.
- Tom'a oy verecektim.
- Tom'a oy vermeye gidiyordum.
Onu sigortalayın lütfen.
- Lütfen bana yardım et.
- Lütfen bana yardımcı olun.
- Bana yardım et, lütfen.
Lütfen bunu açıklayın.
Lütfen onu aç.
Onu kapa, lütfen.
Lütfen onlara bilgi ver.
Lütfen onlara yardım edin.
Lütfen onları getir.
Lütfen onları bul.
Lütfen, onu düzelt.
Lütfen detaylandırın.
Lütfen onu onarın.
- Lütfen onu ara.
- Lütfen, onu ara.
Bize bir dakika izin verir misiniz, lütfen?
Uçak Paris için kalkmak üzere.
Kasım ayına hazır mısın?
İki yetişkin bileti, lütfen.
Onlarla tanışmak üzereyiz.
Lütfen, beni affet.
Lütfen acele et.
Posta ile gönder.
Lütfen bana cevap ver.
Lütfen otur!
Beni dinle lütfen.
Lütfen bunu yapın.
Lütfen sakinleş.
Acele et, lütfen.
Lütfen onu bul
Lütfen bana yardım et.
Lütfen ona yardım edin.
Lütfen giyinin.
Lütfen uyanın.
- Lütfen bizimle temas kur.
- Lütfen bizimle bağlantıya geçin.
Lütfen bize yardım et.
Beni dinle, lütfen.
Yardım için onlara teşekkür et.
Lütfen ona söyle.
Lütfen onu bilgilendir.
Lütfen onu bilgilendir.
Lütfen ona yardım et.
Lütfen onu al.
Lütfen onu bulun.
Lütfen bana gülümse.
- Lütfen onu ara.
- Lütfen ona telefon et.
İnan bana lütfen.
Benim için değilse, bunu olar için yap.
Benim için değilse, bunu onun için yap.
Benim için değilse, bunu onun için yap.
Ne kadar kalıyor olacaksın?
Senin için dua edeceğim.
Senin için ölecektim.
Sana dua edeceğiz.
Tom için ne kadar süredir çalışmaktasın?
Kim için oy veriyorsun?
Onun için ne kadar süre çalıştınız?
Ben sana oy vereceğim.
- Kim için çalışıyorsun?
- Kimin için çalışıyorsun?
- Kim için çalışıyorsunuz?
Seni korumak için yalan söyledim.
Beni kovuyor musun?
Tom için çalışıyor musun?
Lütfen bunu deniz postasıyla gönder.
Tom bunu Mary için yapacaktı.
Kahvaltıda ne yersin?
Benim için yemek pişir.
Kilidi açmak için kaydırın.
O senin için.
Dün hakkında üzgünüm.
Sana sürpriz yapacaktım.
Senin için kefil olacağım.
Benim için oy verecek misin?
Aferin!
Ben senin için öleceğim.