Examples of using "Fortuna" in a sentence and their turkish translations:
Bana şans dile.
Tamam, bana şans dileyin.
Sana iyi şanslar dilemek istedik.
Sana iyi şanslar.
Sana iyi şanslar diliyorum.
Seninle burada karşılaşmak ne şans.
Bir servet yapacağız.
Şansım yok.
Şans değildi.
Ben şanslıydım.
Şans döndü.
Bu bir servete mal olmuş olmalı.
İyi şanslar!
Ne kadar şanslı!
- İyi şanslar.
- Başarılar!
- İyi şanslar!
- Başarılar!
Her ikinize de iyi şanslar.
Bu bir servete mal olmuş olmalı.
O büyük bir servet biriktirdi.
Keşke senin şansına sahip olsam.
Neden şans senden nefret ediyor?
İyi şanslar. Buna ihtiyacın olacak.
Talih yüzüne güldü.
Tom'a şans diliyorum.
Tom bir servet kazanmıştı.
Bu bize bir servete mal oldu.
İşinizde iyi şanslar!
Şans olduğunu düşünmüştüm
Ben şansımı deneyeceğim.
Bir servete değer.
Elbette. İyi şanslar!
İyi şanslar, Tom.
Sınavında iyi şanslar.
B sana bir servete mal oldu, değil mi?
O akıllıca yatırım yaparak bir servet biriktirmiş.
Sınavında iyi şanslar.
Amcam bir servet yaptı.
Ben kendi şansımı yaratıyorum.
Tom büyük bir servet biriktirdi.
Şansa ihtiyacım olmayacak.
John büyük bir serveti miras olarak aldı.
Sana iyi şans diliyorum.
Ne kadar şansa ihtiyacım var?
Güle güle ve iyi şanslar.
O saf şanstı.
Şans kördür.
Ben hep şanslıydım.
Tom Mary'ye iyi şans diledi.
Ben şanslıydım.
Tom borsada bir servet kaybetti.
Bu kitap bana bir servete mal oldu.
O, oldukça büyük bir servete sahiptir.
Şans neden ondan nefret ediyor?
Neden şans benden nefret ediyor?
Neden şans bizden nefret ediyor?
Şans cesurdan yanadır.
Bazen bu şansa bağlıdır.
Bu acemi şansıydı.
Şansını zorlama çocuk.
Onunla tanıştığım için şanslıydım.
Sana iyi şanslar, Tom.
Sana kolay gelsin, Tom.
Şansım değişti.
Oğluna büyük bir servet bıraktı.
Tom oğluna bir servet bıraktı.
Komşusunun servetini kıskanıyordu.
Neyse ki acil durum telsizimiz var.
Yapay zekâ güzel bir tesadüf.
Fakat, şükürler olsun ki bir çözüm var.
- Gerçek dost kara günde belli olur.
- İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.
O akıllıca yatırım yaparak, bir servet biriktirmiş.
Fal kurabiyelerini açmayı seviyorum.
- Bu bizim için bir şanstır.
- Bu bizim için bir servettir.
Çocuk yetiştirmek, bir servete mal oluyor.
Tom bir servet harcamış olmalı.
- Başarılar!
- Bol şanslar!
Bu bilgisayar satın almak istiyorum ama o bir servete mal olur!
Fred eşine büyük bir servet bıraktı.
Ölmeden önce büyük bir servet biriktirdi.
En iyi satan romanı yazarak bir servet yaptı.
Tamam, şimdi bu ağaçlardan biriyle şansımızı deneyelim.
Neyse ki bu durum çok uzun sürmedi
Ne kadar şanslısın!
Belki gelecek sefer daha iyi bir şansa sahip olacağız.
Şansıma inanamadım.
Bugün şans benden yana.
Şans benden yana değil.
Bu küçük bir servete mal olmuş olmalı.
Birbirimize iyi şanslar diledik.
Bu elmas yüzük bir servete mal oluyor.
Yarın bir kriket maçım var. Bana şans dile.
Bunun şansla ilgisi yok.
Şansın bununla hiçbir ilgisi yok.
Şansımız varsa bir akrep yakalarız.
Ama neyse ki gerek kalmadı.
Büyükannem bize büyük bir servet bıraktı.
Tom eşine bir servet bıraktı.
Şans hayatta önemli bir rol oynar.