Examples of using "Einzuführen" in a sentence and their turkish translations:
Palmiye ağaçları gibi yabancı bitkilerin tanıtımı ekosistemlere zarar verebilir.
Ben ürünü tanıtmak için doğru zaman olduğunu düşünüyorum.
Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
Çevirmenin görevi yabancı bir ülkeden bir yazarı tanıtmak değil de kendi dilinde onun için bir anıt inşa etmektir.
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?