Examples of using "Aufgabe" in a sentence and their turkish translations:
Bu görev zordur.
Bu senin işin.
Bu görev maharet gerektirir.
O benim işim.
Bu onların işi.
Benim görevim nedir?
Bu görev kolay değildi.
Bu senin işin.
Tamamlaman gereken bir iş var.
İşi bitirdin mi?
Bu arayışı kucaklamalıyız.
Bu sorunu halledebilir misin?
- Bu sorun çok basit.
- Bu problem çok basit
O senin işin değildi.
Bu benim işim değil.
Görevine yoğunlaş!
Bu, polisin görevidir.
Görevi üstlenmek zorundaydı.
- İşini hakkıyla yapar.
- İşinin hakkını verir.
Bu benim işim değil.
Bu görev üç saat sürdü.
Bırak işimi yapayım.
Küçük gruplar halinde ödev üzerinde çalışın.
Senin için küçük bir işim var.
ve deneyip çözme mücadelesi vardı.
Bu büyük bir iş
işte yarasanın görevi de bu
O, iş için uygun değil.
Onun benim işim olduğunu düşündüm.
Ben onun senin işin olduğunu sanıyordum.
Yapman için bir şeyim var.
Onun görevi çocuklara bakmaktı.
Bu çok zaman alan bir görevdir.
Bu sorun beni aşar.
Sonunda görevimi bitirdim.
Görev beni aşar.
Bu sorun zor görünüyor.
Bu sorunla başlayalım.
Bu görev zahmetsizce tamamlanabilir.
Hiçbir öğretmen problemi çözemedi.
Tom işi Mary'ye tahsis etti.
Sami'nin yapılacak bir işi vardı.
Tom'un yapacak bir işi vardı.
Öğretmenin görevi öğretmektir.
Bunu yapmak bize düşmüş görünüyordu.
Güveni yeniden oluşturmanın yolunu bulmak bizim sorumluluğumuz
Paula acil bir işe çağrıldı.
Bu konuda karar vermek size kalmış.
Tom'u korumak benim görevim.
O, işi tamamlamada pay sahibi oldu.
O işi henüz bitirmedim.
Bizim görevimiz duvarı yeniden inşa etmektir.
Kendinizi göreve adamak zorundasınız.
Tom'u korumamız gerekiyor.
Bu sorun senin çözmen için çok zor.
Bu sorun beni şaşkına çevirdi.
Bu görev benim için çok fazla.
Bu görevin tamamlanması uzun yıllar sürdü.
Bu benim hayatımdaki en zor görevdi.
Bu görevi başka bir kişiye vermelisin.
Tom iş için doğru kişi.
Bu Tom için bir iş gibi görünüyor.
İşinize konsantre olursanız iyi olur!
Senin gibi insanlara yardım etmek benim işim.
onun bir rolü vardı, benim başka bir rolüm vardı.
1812'de Napolyon , Rusya'nın işgali için Grande Armée'yi organize etme gibi
. Paris'te tanıştıklarında birbirlerine ısındılar; Napolyon
Bu bizim için çok zor bir iş.
Bir ülkeyi yönetmek kolay bir iş değildir.
Tom tek başına bu işle başa çıkamaz.
O işin kolay olmadığını biliyorum.
Tom iş için mükemmel biri.
Bu benim işim, Tom'unki değil.
Bu onun için çözülmesi çok zor bir sorundu.
Bu probleme bir çözüm düşünemiyorum.
Bu sorunu çözmen için sana beş dakika vereceğim.
Bunu yapmak için onlara yardım etmeliyiz.
Ben böyle bir görevi başarmanın gururunu duyuyorum.
Odayı süpürmek kızımın işidir.
Tom işi yapmayı kabul etti.
Onlar onun o iş için doğru adam olmadığını düşünüyorlar.
Bu sadece senin değil, bizim de görevimiz.
İçmekten vazgeçmek kolay bir iş değildir.
Bu sorun benim için bir dereceye kadar zordur.
İşi bitirmek için elinden geleni yapacak.
Onun işi yabancı alıcılarla görüşmek.
Onlar görevi bitirdikten sonra eve gittiler.
sadece temeli doğru atmak hiç de küçük bir görev değildi
Bu açıklık en önemli görevimiz için oldukça iyi bir nokta.
Oort bulutunu keşfetmek için henüz bir görevlendirme yok şu an
O, uzun bir basamaktır.
O, problemi çözen tek çocuktu.
Onun görevi bahçeden kötü otları temizlemektir.
Hiç kimse bu sorunu çözemedi.