Examples of using "Eingestehen" in a sentence and their turkish translations:
O, hatasını kabul etmezdi.
- Korkarım o suçunu asla itiraf etmeyecek.
- Maalesef suçunu asla kabul etmeyecek.
Neden hatalı olduğunu kabul etmiyorsun?
O hiçbir şekilde yenilgiyi kabul etmeyecektir.
Dürüst olmak zorundayım. Ben bir MRI taraması ilk yaptırdığım zaman biraz sinirliydim.