Examples of using "Vint" in a sentence and their turkish translations:
Benim sıram nihayet geldi.
Şu ana kadar hiç kimse gelmedi.
Arabayla geldi.
O ilk varandı.
Paramız kalmadı.
Yıldırımdan sonra, gök gürültüsü geldi.
O bizimle yemek yemeye geldi.
Annesi onu almak için geldi.
Birkaç gün sonra, o geldi.
O iyi haberle geldi.
Ona iyi bir fikir geldi.
O, bir öğretmen olarak Berlin'e geldi.
Geldi ve bizimle öğle yemeği yedi.
O, ona yardım etmemizi rica etmek için geldi.
Hiç kimse gelmedi.
O beni görmeye geldiğinde çıkmak üzereydim.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
Köpek koşarak bana doğru geldi.
- O, ikiye kadar gelmedi.
- İkiye kadar gelmedi.
O farklı bir şekilde beni görmeye geldi.
Birdenbire, aklıma iyi bir fikir geldi.
Bir çocuk koşarak bana doğru geldi.
Ben hâlâ uyurken, o geldi.
Ve aniden aklıma güzel bir fikir geldi.
O, geldiğinde neredeyse işimi bitirmiştim.
Aklıma harika bir fikir geldi.
Aklıma parlak bir fikir geldi.
Şiddetli kara rağmen o geldi.
Tom onu sevmek için zamanında geldi.
Yardım istedi, ama kimse gelmedi.
Bana yardım etmek için hiç kimse gelmedi.
O gelmedi.
Büyük hayallerle Tokyo'ya geldi.
Tom pijamaları ile alt kata geldi
Daha sonra hatamı fark ettiğim gün geldi.
O otobüsle geldi.
- Tom pazartesi geldi ve ertesi gün geri döndü.
- Tom pazartesi geldi ve ertesi gün geri gitti.
O, koşarak geldi.
O evime geldi.
Bir yabancı geldi ve bana hastaneye giden yolu sordu.
O araba ile geldi.
Adam Tokyo'ya geldi ve orada onunla evlendi.
Boğazımı temizledim ama hiç kelime gelmedi.
Meşgul olmasına rağmen beni uğurlamaya geldi.
Yoğun kar yağışına rağmen geldi.
O niçin gelmedi?
Bir beyzbol topu pencereden uçarak geldi.
O beni almaya geldi.
O beni almaya geldi.
O geldiğinde ve beni bulduğunda, onun bütün vücudu alkol kokuyordu.
Aklıma bir fikir geldi.
Derhal başlaması gerektiği aklına geldi.
Gündüz bir arkadaşım beni görmeye geldi.
O aşağıya geldi.
Bir polis bana geldi.
Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı.
Japonya'ya on yaşında bir çocukken geldi.
O bir sonraki soruya geçti.
Sibirya yoluyla Londra'ya geldi.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
O, başka bir ülkeden geldi.
O bana geldi ve hiç anlamadığım bir şeyler söyledi.
Meşgul olmasına rağmen, beni görmeye geldi.
O yardım için bağırdı ama hiç kimse gelmedi.
O yardım istedi ama hiç kimse gelmedi
İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.
Bana yardım etmek için hiç kimse gelmedi.
Onun meşgul olduğu gerçeğine rağmen, o beni görmeye geldi.
O ağladı ve ağladı ama hiç kimse onu avutmak için gelmedi.
Tom herkes gittikten sonra geldi.
- Tom herkes gittikten sonra geldi.
- Tom herkes çıktıktan sonra geldi.