Translation of "Enfin" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Enfin" in a sentence and their turkish translations:

Enfin...

Nihayet.

- Nous sommes enfin seuls.
- Nous sommes enfin seules.
- On est enfin seuls.
- On est enfin seules.

Sonunda yalnızız.

Enfin, « l'identité ».

Son olarak, kimlik.

- Je t'ai enfin trouvé.
- Je t'ai enfin trouvée.
- Je vous ai enfin trouvé.

Sonunda seni buldum.

- Nous sommes enfin seuls.
- Nous sommes enfin seules.

İkimiz nihayet yalnızız.

- Enfin, je rattrapai mes amis.
- Enfin, j'ai rattrapé mes amis.
- Enfin, je rattrapai mes amies.
- Enfin, j'ai rattrapé mes amies.

Sonunda arkadaşlarımı yakaladım.

Et enfin : l'alimentation.

Ve son olarak: diyet.

C'est enfin terminé.

Sonunda bitti.

Enfin il neige !

Nihayet kar yağıyor!

Enfin, c'est vendredi.

- Nihayet bugün Cuma.
- Sonunda bugün Cuma.

Enfin l'été commence.

Yaz sonunda başlıyor.

- Il atteignit enfin son but.
- Il atteignit enfin son objectif.

Sonunda o, amacına ulaştı.

- Enfin il vide son sac !
- Enfin il crache sa Valda !

Nihayet kediyi torbadan çıkardı.

Enfin, en quelque sorte.

Yani, kısmen onu buldu.

Et, enfin, voici Hala.

Son olarak, Hala'yı tanıyalım.

Enfin, la marée s'inverse.

Gelgit nihayet tersine dönüyor.

Elle l'a semé. Enfin.

Kurtuldu. Nihayet.

Il est enfin venu.

Sonunda, geldi.

L'homme s'en alla enfin.

Adam sonunda gitti.

Mon tour vint enfin.

Benim sıram nihayet geldi.

Nous sommes enfin libres.

Biz sonunda özgürüz.

L'école est enfin finie.

Okul nihayet bitti.

Je l'ai enfin rencontré.

Sonunda onunla tanıştım.

Je l'ai enfin rencontrée.

Sonunda onunla tanıştım.

- Enfin, elle alla en Amérique.
- Enfin, elle se rendit en Amérique.

Son olarak o Amerika'ya gitti.

- Avez-vous enfin décodé le message ?
- As-tu enfin décodé le message ?

Mesajı çözdünüz mü?

- Nous sommes enfin parvenus au sommet.
- Nous sommes enfin parvenues au sommet.

Biz nihayet zirveye ulaştık.

- Tom est enfin venu.
- Tom est enfin arrivé.
- Tom est finalement arrivé.

Tom nihayet geldi.

- Il a enfin commencé à pleuvoir.
- Enfin il s'est mis à pleuvoir.

Sonunda yağmur yağmaya başladı.

Et la quatrième étape, enfin

Nihayet, dördüncü adım,

Et enfin, vous êtes dehors.

ve sonunda, dışarıdasın.

Enfin, ils peuvent se nourrir.

Nihayet beslenebilecekler.

Enfin, la dernière est l'identité.

Sonuncusu, kimlik.

Enfin trouvé à Hagen, Allemagne

Almanya'nın Hagen kentinde sonunda bulundu

Enfin nous avons eu l'information.

Sonunda, bilgi aldık.

Ma sœur s'est fiancée, enfin.

Kız kardeşim nihayet nişanlandı.

Enfin, j'ai terminé mon travail.

Sonunda, işimi tamamladım.

Enfin mon souhait s'est réalisé.

Sonunda dileğim gerçekleşti.

Son souhait fut enfin exaucé.

Onun dileği sonunda gerçekleştirildi.

Mon souhait s'est enfin réalisé.

Sonunda dileğim gerçekleşti.

Le bébé s'est enfin endormi.

Sonunda bebek uykuya daldı.

Enfin mon tour est venu.

Sonunda, sıram geldi.

Enfin, nous arrivâmes au lac.

Sonunda, göle geldik.

J'ai enfin pris une décision.

Nihayet bir karar verdim.

Ils cessèrent enfin de travailler.

- Nihayet çalışmayı sona erdirdiler.
- Sonunda çalışmayı bıraktılar.

La semaine est enfin terminée.

Hafta nihayet bitti.

Son rêve s'est enfin réalisé.

Rüyası sonunda gerçek oldu.

Les gosses sont enfin endormis.

Çocuklar nihayet uyuyor.

Enfin, nous atteignîmes le sommet.

Sonunda, zirveye ulaştık.

Le cauchemar est enfin terminé.

Kâbus nihayet bitti.

C'était enfin à son tour.

Sonunda onun sırasıydı.

Dieu merci, il pleut enfin.

Şükür Tanrım, nihayet yağmur yağıyor.

- Je comprends enfin ce que vous dites.
- Je comprends enfin ce que tu dis.

Sonunda ne dediğini anlıyorum.

Enfin quelqu'un me prenait au sérieux !

Hele şükür biri beni ciddiye aldı.

Enfin, le marché chinois est gigantesque.

Ve son olarak Çin pazara devasa.

Enfin, un parc urbain non éclairé.

Nihayet, aydınlatılmamış bir şehir parkı buluyor.

Enfin, le soleil disparaît à l'horizon

Nihayet, güneş ufukta kayboluyor.

Enfin, nous avons trouvé un compromis.

Sonunda bir uzlaşma noktası bulduk.

Enfin, nous étions à la maison !

Sonunda, evdeydik!

Alors, enfin, elle ouvrit la bouche.

Sonra, nihayet, o, ağzını açtı.

Enfin nous avons atteint la Californie.

Sonunda, Kaliforniya'ya vardık.

Les examens semestriels sont enfin terminés.

Dönem sınavları nihayet bitti.

Ses sales affaires sont enfin dévoilées.

Onun kirli işleri en sonunda ortaya çıktı.

On a enfin su la vérité.

- Sonunda gerçek bizim tarafımızdan öğrenildi.
- Sonunda gerçeği öğrendik.
- Sonunda gerçek bizim tarafımızdan bilinir hale geldi.

Elle est enfin parvenue à l'hôtel.

O, sonunda otele vardı.

Nous avons enfin atteint le lac.

Biz nihayet göle ulaştık.

Nous sommes enfin arrivés au village.

Sonunda, köye vardık.

Enfin, arrête d'agir comme un gosse !

Hadi ama! Küçük bir çocuk gibi davranmayı kes!

Enfin, on s'est débarrassé de lui.

Sonunda, biz ondan kurtulduk.

- J'ai enfin décroché le boulot !
- J'ai finalement obtenu le poste !
- J'ai enfin trouvé un travail.

Sonunda bir işi oldu.

Et enfin, puisque l'anglais vous est interdit,

Ve sonuçta, ana dilinizi konuşmanıza izin verilmediği için,

Afin de pouvoir enfin apprendre cette langue.

ne kadar çaba sarf edeceğinize bakmalısınız.

Et enfin, il y a la médecine,

Ve son olarak tıp konusu var.

Enfin, la petite entend un appel familier.

Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.

Les Européens ont enfin surmonté quelque chose

Avrupalılar birşeyleri sonunda aşmışlar

Le suspect a enfin commencé à avouer.

Şüpheli sonunda itiraf etmeye başladı.

Ils se rencontrèrent enfin face à face.

Sonunda yüz yüze görüştüler.

Douglas accepta enfin de parler avec Lincoln.

Douglas sonunda Lincoln ile konuşmayı kabul etti.

J'ai enfin découvert ce qui s'est passé.

Sonunda ne olduğunu öğrendim.

Enfin la période des examens est terminée.

Nihayet dönem sonu sınavları bitti.

Je suis ravie de te rencontrer enfin.

Sonunda seninle tanışabildiğime memnunum.

La nourriture est enfin parvenue à table.

Yemek nihayet masaya geldi.

Quand vas-tu enfin huiler ta porte?

Nihayet ne zaman kapını yağlayacaksın?

J'ai enfin fini de rédiger le rapport.

Sonunda raporu yazmayı bitirdim.

Et enfin, c'est vraiment passionnant pour moi, personnellement,

Ayrıca kişisel olarak, kapalı alan yapay çiftliklerinin

L'équipe de jour peut enfin prendre le relais.

Artık gündüz vardiyası işbaşı yapabilir.

Enfin, James Bond a réussi en tant qu'acteur.

Sonunda James Bond bir aktör olarak onu yaptı.

On s'est enfin débarrassé de notre vieille voiture.

Sonunda eski arabamızdan kurtulduk.

Enfin, j'ai rencontré la femme qu'il me faut.

Sonunda doğru kadınla tanıştım.

Les nouvelles me sont enfin parvenues hier soir.

Haber dün gece sonunda bana ulaştı.

Ils atteignirent enfin le sommet de la montagne.

Sonunda dağın tepesine ulaştılar.

- Tom est finalement parti.
- Tom est enfin parti.

Tom sonunda terk etti.

- C'est enfin mon tour.
- C'est finalement mon tour.

Nihayet benim sıram.

Enfin, la Première Guerre mondiale était officiellement terminée.

Sonunda, Birinci Dünya Savaşı resmen sona erdi.