Translation of "L'éclair" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "L'éclair" in a sentence and their turkish translations:

Je courus comme l'éclair.

Yıldırım kadar hızlı koştum.

Après l'éclair vint le tonnerre.

Yıldırımdan sonra, gök gürültüsü geldi.

L'éclair accompagne normalement le tonnerre.

Şimşek genellikle gök gürültüsüne eşlik eder.

L'éclair a fendu le chêne.

Yıldırım meşeyi ayırdı.

L'éclair précède le son du tonnerre.

Şimşeğin ışığı gök gürültüsünün sesinden önce gelir.

Les animaux étaient apeurés par l'éclair.

- Hayvanlar gök gürültüsü tarafından korkutuldular.
- Hayvanlar gök gürültüsünden korktular.

J'ai couru à la vitesse de l'éclair.

Yıldırım hızıyla koştum.

L'éclair est normalement suivi par le tonnerre.

Şimşek, genelde gök gürültüsünün ardından meydana gelir.

Merci ! Aujourd'hui tu es rapide comme l'éclair.

Teşekkürler! Bugün bir şimşek gibi hızlısın.

Tout s'est passé à la vitesse de l'éclair.

Her şey yıldırım hızında oldu.

- L'éclair frappa la tour.
- La foudre frappa la tour.

Yıldırım kuleyi vurdu.

Ces avions à réaction étaient plus rapides que l'éclair.

O jetler yıldırımdan daha hızlıydı.

- L'éclair illumina le ciel.
- La foudre éclaira le ciel.

Yıldırım gökyüzünü aydınlattı.