Translation of "Tiennent" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Tiennent" in a sentence and their turkish translations:

25 personnes tiennent dans ce minibus.

Bu minibüs 25 yolcu alıyor.

Que les politiciens tiennent leurs promesses.

Politikacılar sözlerini tutarlar.

- Du reste : combien d'entre vous tiennent-ils un journal ?
- Du reste : combien d'entre vous tiennent-elles un journal ?

- Bu arada, kaç taneniz günlük tutuyor?
- Bu arada, kaçınız bir günlük tutuyor?

Ils tiennent notre avenir commun entre leurs mains.

Bizim geleceğimiz onların elinde.

La plupart des garçons tiennent de leur père.

Çoğu erkek çocukları babalarına benzer.

Ces deux-là se tiennent côte à côte.

Bu ikisi yan yana duruyor.

Vous êtes aimés et les gens tiennent à vous.

Seni sevenler ve umursayanlar var.

Est-ce surprenant que les fondations ne tiennent pas ?

Temelin tutmayışına şaşırmalı mıyız?

S'ils tiennent jusqu'au printemps, ils seront prêts à vivre seuls.

Bahara sağ çıkarlarsa tek başlarına yaşamaya hazır olacaklar.

Pour autant que je sache, ils tiennent toujours leur parole.

Bildiğim kadarıyla, onlar her zaman sözlerini tutarlar.

Et les gars tiennent les réunions les plus importantes du monde.

ulan iyi de adamlar dünyanın en önemli toplantılarını yapıyorlar en gizli bilgileri onlarda

Les gens qui ne sont pas pressés se tiennent sur le côté droit de l'escalator.

Acelesi olmayan insanlar yürüyen merdivenin sağ tarafında durur.

êtes-vous au courant maintenant? beaucoup de gens dans la communauté tiennent ce plat en ce moment

şimdi farkında mısınız? şu anda toplumda bir çok insan buna çanak tutuyor

- Les examens ont lieu juste après les congés d'été.
- Les examens se tiennent juste après les vacances d'été.

- Sınavlar yaz tatilinden hemen sonradır.
- Sınavlar yaz tatili akabinde.