Examples of using "S'étend" in a sentence and their turkish translations:
Yangın yayılıyor.
Önünde koca bir hayat var.
fakat aslında, vücudun derinlerine uzanıyor.
Hastalığa yenilme nedeni, hastalığın
Onun sözleşmesi bir yıl daha geçerlidir.
Onun etkisi tüm ülkeye yayılır.
İşimiz genişliyor.
Şehir bir dağın eteğinde yer almaktadır.
Binanın içi 1,5 kilometreden uzun.
Bir demiryolu ağı tüm Japonya'yı sarar.
ve kilometrelerce uzunlukta dönüp dolaşan labirentlerle
Ağacın kök sistemi otuz metre boyunca uzanır.
Şehir, ormandaki evlerinin etrafını sardıkça... ...sokaklarda hayatta kalmanın yollarını öğreniyorlar.
Ren nehri Fransa ve Almanya arasında akar.
Sütunları 2 km kadar uzanıyor. hiçbir doğal arazi özelliği ile korunmaz.
Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla ve kilometrelerce uzunlukta dönüp dolaşan labirentlerle