Examples of using "Profondément" in a sentence and their turkish translations:
Tom derin uykudaydı.
Derin bir nefes alın.
Haydi derin nefes alalım,
Derin nefes alın
derin bir iç çekeriz
O mışıl mışıl uyudu.
O, derin bir nefes verdi.
- Derin uykudaydım.
- Mışıl mışıl uyuyordum.
Son derece rahatsız oldum.
O, deliksiz uykuda.
Bu çok sıkıntılı.
Tom derin biçimde uyudu.
Birbirlerini derinden seviyorlar.
Ağzınızdan derin bir nefes alın.
İzleyici derinden etkilendi.
- Tom çok rahatsız.
- Tom derinden rahatsız.
Saat ona kadar deliksiz uyudum.
Bundan çok rahatsız oldum.
sınıf öğretmenim benden nefret etmişti.
Oldukça üzgün ve memnuniyetsizdim.
hâlâ onlardan derinden kopuktum.
Başını öne eğdi.
Fazla derin uyuma.
O karardan derin biçimde pişmanım.
O inanılmaz düzensiz bir insan.
İyiliğin için sana derinden minnettarım.
O beni içten selamladı.
Kazaya sebep olduğuma son derece pişmanım.
Sorusuna çok şaşırdım.
Onun cesaretinden oldukça etkilendim.
Son olaylar onu derinden etkiledi.
Ben sanatla yürekten ilgiliyim.
Onların dostluğu bizi derinden duygulandırdı.
Hikayeden derinden etkiledim.
Tom, Mary'ye derinden âşık.
tüm kadınların sesi olmak.
derin nefes alıp bulutlara bakmak
Gezegensel sınırlar derinden birbirleriyle bağlantılı
fakat aslında, vücudun derinlerine uzanıyor.
Jack, derinden pişman olmuş gibi görünüyor.
Ekonomi, siyasete derinden bağlı.
İnsanlar onun ani ölümüne derinden üzüldüler.
Konuşması beni derinden etkiledi.
Onun hikayesinden derinden etkilendik.
Ben bu haberden derinden rahatsız oldum.
Bu ağacın kökleri derinlere uzanıyor.
O anne ve babasına derinden bağlıdır.
Öldüğünü duyduğumda derinden etkilendim.
- Bu konuda çok güçlü hissediyorum.
- Bu konuda kendimi kuvvetli hissediyorum.
Cinselliğimi nasıl deneyimlediğim ciddi anlamda değişti.
O an beni en çok etkileyen şey,
Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.
Bir an sonra, herkes mışıl mışıl uyudu.
Yavaş, acı dolu ölümü Napolyon'u derinden üzdü.
Sürücü eski arabasına derinden bağlandı.
Derin nefes almak sağlıklıdır.
- Derin derin soludu.
- Derince bir nefes aldı.
- O, derin bir nefes alıp durumunu anlatmaya başladı.
- O, derin bir nefes alıp hâlini anlatmaya başladı.
Gerçekten sevdiğiniz birini kaybettiyseniz,
Daha derinlerde, bir şey bilinçaltınıza işlemiş,
- Bebek annesinin kollarında mışıl mışıl uyuyordu.
- Bebek annesinin kollarında rahat uyuyordu.
Bacağınızı her çekişinizde, daha da derine doğru emiyor.
Patronunun bürosuna girmeden önce derin bir biçimde nefes aldı.
Acı gerçekle yüzleşmemek için konuyu fazla deşmeye cesaret edemiyorum!
Bugün güzel bir gündü, bu yüzden bu gece mışıl mışıl uyuyacağım.
birbirimizi derinden görmüyoruz, iyi davranmıyoruz.
Derin bir nefes al ve sonra gevşe.
Bunu dikkatlice düşünmek zorundayım.
Tom yatağına yığıldı ve kısa sürede hızlıca uyudu.
Ben koyu inançlı bir adamım ve ölümden sonraki yaşama inanıyorum.
1810'da Portekiz'in işgali için Mareşal Masséna'ya katıldı, ancak komutası altına alınmaktan
Rusya ve Akdeniz'in derinliklerinde dolaştılar, hatta Miklagard dedikleri
Alain'i annesi bile her zaman korudu fakat şımarık küçük çocuk, kitapta derin bir nefret uyandıran ve kendini beğenmiş bir kişiye dönüşür.
Grande Armée, Rusya'nın derinliklerine doğru ilerlerken, Ney her zaman aksiyona yakındı