Translation of "Pays" in Turkish

0.022 sec.

Examples of using "Pays" in a sentence and their turkish translations:

Alors, pays ?

Vay, hemşehrim?

Quel pays !

Ne ülke ama!

Les Pays-Bas sont un petit pays.

Hollanda küçük bir ülkedir.

- Nous adorons notre pays.
- On adore notre pays.

Biz ülkemizi severiz.

- Aimez-vous votre pays ?
- Aimes-tu ton pays ?

Ülkeni seviyor musun?

- Sortez de mon pays.
- Sors de mon pays.

Ülkemden çekilin.

J'aime mon pays.

Ülkemi seviyorum.

J'aime ton pays.

Senin ülkeni seviyorum.

C'est notre pays.

Bu bizim ülkemiz.

Quel merveilleux pays !

Ne harika bir ülke!

Quittez ce pays.

Bu ülkeyi terk et.

- Tom a trahi son pays.
- Tom trahit son pays.

- Tom ülkesine ihanet etti.
- Tom ülkesini sattı.

- Il venait d'un autre pays.
- Il vint d'un autre pays.
- Il est venu d'un autre pays.

O, başka bir ülkeden geldi.

- Ils proviennent du même pays.
- Elles proviennent du même pays.

Onlar aynı ülkeden geliyorlar.

- De quel pays viens-tu ?
- De quel pays viens-tu ?

- Nerelisin?
- Hangi ülkeden geliyorsun?

- Quels pays as-tu visité ?
- Quels pays avez-vous visité ?

Hangi ülkeleri ziyaret ettiniz?

- Ce pays est très pauvre.
- Ce pays est fort pauvre.

Bu ülke çok berbat.

- Dans quel pays es-tu né ?
- Dans quel pays es-tu née ?
- Dans quel pays êtes-vous né ?
- Dans quel pays êtes-vous nés ?
- Dans quel pays êtes-vous nées ?
- Dans quel pays êtes-vous née ?

Hangi ülkede doğdun?

- Dans quel pays es-tu née ?
- Dans quel pays êtes-vous née ?
- Dans quel pays es-tu né ?
- Dans quel pays êtes-vous né ?

Hangi ülkede doğdunuz?

D'entrer dans le pays,

ve onları ülke dışında tutmayı hedefliyor

Dirige bien son pays,

ülkesini iyi yönetiyor,

Elles ruineraient mon pays.

Bu da ülkemi enkaza çevirir.

Le pays des sherpas

Sherpa'ların Anavatanı

Le pays cessa d'exister.

Millet varlığı sona erdi.

J'ai quitté le pays.

Ülkeden ayrıldım.

L'Algérie est mon pays.

Cezayir benim ülkem.

Personne n'aime mon pays.

Kimse ülkemi sevmez.

Personne n'insulte mon pays.

Hiç kimse ülkeme hakaret etmez.

Personne n'étudie mon pays.

Hiç kimse ülkemi araştırmıyor.

Personne n'oublie mon pays.

Hiç kimse ülkemi unutmaz.

Votre pays est formidable !

Senin ülken inanılmaz!

Il trahit son pays.

O, memleketine ihanet etti.

Ils abandonnèrent leur pays.

Onlar ülkelerini terk ettiler.

Ceci est votre pays.

Bu senin ülken.

Je représentais mon pays.

Ben ülkemi temsil ettim.

Bienvenue dans notre pays !

Ülkemize hoş geldiniz!

C'est un pays libre.

Burası özgür bir ülke.

L'Inde est mon pays.

Hindistan benim ülkemdir.

Niue est un pays.

Niue bir ülkedir.

C'est un grand pays.

Bu büyük bir ülke.

Ce pays mérite mieux.

Bu ülke daha iyisini hak ediyor.

J'aime beaucoup ton pays.

Ülkenizi çok beğeniyorum.

Dans les pays développés ou dans les pays du tiers monde.

aynı kalite ve etkinlikte olacaktır.

Tom croit que son pays est le meilleur pays du monde.

Tom ülkesinin dünyadaki en büyük ülke olduğunu düşünüyor.

- L'Allemagne jouxte les Pays-Bas.
- L'Allemagne est limitrophe des Pays-Bas.

Almanya Hollanda'ya sınır komşusudur.

- La dette du pays va croissant.
- La dette du pays s'accroît.

- Ulusal borç büyüyor.
- Ulusal borç artıyor.

Ce pays a rompu les relations diplomatiques avec les pays voisins.

O ülke, komşu ülkelerle olan diplomatik ilişkileri kesti.

- Nous habitons un pays libre.
- Nous habitons dans un pays libre.

Biz özgür bir ülkede yaşıyoruz.

- Le Japon est un pays industriel.
- Le Japon est un pays industrialisé.

Japonya bir sanayi ülkesidir.

- As-tu le mal du pays ?
- Tu as le mal du pays ?

Ev özlemi çekiyor musun?

- Vous devez quitter le pays aujourd'hui.
- Tu dois quitter le pays aujourd'hui.

Sen bugün ülkeyi terk etmek zorundasın.

à un pays. ou contre, quand ils étaient en désaccord sur l'apparence du pays et ont oublié le pays lui

aidiyetlerini değerlendirdiklerinde ikisini de kaybettiler. ya da buna karşı, ülkenin nasıl göründüğü konusunda anlaşmazlığa

On a visité 48 pays.

48 ülkeye yolculuk ettik.

Aucun pays ne peut réussir

Genç nüfusunun neredeyse yarısı

Mettent en route des pays,

konuşarak ülke kurulur,

Le roi gouvernait le pays.

Kral ülkeyi yönetti.

J'ai le mal du pays.

Vatan hasreti hissediyorum.

Ce pays s'est brusquement industrialisé.

Ülke çok hızlı sanayileşti.

Elle vit dans le pays.

O kırsalda yaşıyor.

Ils ont défendu leur pays.

Ülkelerini savundular.

L'Allemagne est un pays froid.

Almanya soğuk bir ülkedir.

L'Afrique n'est pas un pays.

Afrika bir ülke değildir.

Personne n'a mentionné mon pays.

Hiç kimse ülkemden söz etmedi.

Personne ne mentionne mon pays.

Hiç kimse ülkemden söz etmiyor.

Personne ne connaît mon pays.

Kimse ülkemi bilmiyor.

Personne n'a aimé mon pays.

Hiç kimse ülkemi sevmez.

Personne ne soutient mon pays.

Hiç kimse ülkemi desteklemez.

Personne n'a soutenu mon pays.

Kimse ülkemi desteklemedi.

Personne n'a insulté mon pays.

Hiç kimse ülkeme hakaret etmedi.

Personne n'a étudié mon pays.

Hiç kimse ülkemi araştırmadı.

Personne ne défend mon pays.

Kimse ülkemi savunmuyor.

Personne n'a oublié mon pays.

Hiç kimse ülkemi unutmadı.

Personne n'a critiqué mon pays.

Ülkemi kimse eleştirmedi.

Personne ne critique mon pays.

Kimse ülkemi eleştirmiyor.

Personne ne déteste mon pays.

Hiç kimse ülkemden nefret etmez.

Personne n'a détesté mon pays.

Hiç kimse benim ülkemden nefret etmedi.

L'Arménie est un pays montagneux.

Ermenistan dağlık bir ülkedir.

L'Amérique est un pays d'immigrants.

- Amerika bir göçmenler ülkesidir.
- Amerika, göçmenler ülkesidir.

Vous avez trahi votre pays.

Sen ülkene ihanet ettin.

Gibraltar est-il un pays ?

Cebelitarık bir ülke mi?

Il vient dans mon pays.

O benim ülkeme geliyor.

L'Allemagne est un pays libre.

Almanya özgür bir ülkedir.

L'Europe n'est pas un pays.

Avrupa bir ülke değil.

L'Australie est un pays formidable.

Avustralya inanılmaz bir ülke.

Tom a visité quatre pays.

Tom dört tane ülkeyi ziyaret etti.

Je veux servir mon pays.

Ülkeme hizmet etmek istiyorum.

De quel pays viens-tu ?

- Nerelisin?
- Hangi ülkeden geliyorsun?
- Hangi ülkedensin?

J'ai honte pour mon pays.

Ülkem için utanıyorum.

Tom aime vraiment son pays.

Tom ülkesini gerçekten sever.