Examples of using "Laissant" in a sentence and their turkish translations:
ve sizi sadece ses telleri titreşen bir gövde olarak bırakırsak
onu fethettiğin yabancıların koruması altında bırakır.
Kurşun, onun göğsüne girdi, onu kritik durumda bıraktı.
Odayı penceresi açıkken terk etme.
Fransız sınırına geri çekilmekten başka seçeneği yoktu ve geride iyi tedarik edilmiş birkaç garnizon bıraktı.
Yapraklar hafif bir rüzgarla öyle salınıyordu ki parlak ışık huzmeleri gökyüzünden yere doğru adeta göz kırparak düşüyordu
ülke üzerindeki kontrolünü kademeli olarak tamamen kaybederek,
Gerçek ya da kurgu sorusunu bir kenara bırakırsak, bence hepsi çok karakteristik ve tutarlı bir tavrı