Examples of using "Frappent" in a sentence and their turkish translations:
Tam o anda saldırırlar!
Tayfunlar Japonya'yı her yıl vurur.
Yağmur damlaları cama vuruyor.
Sonunda memurlar gelir ve evlerin kapılarını çalar,
Göklere sihir hâkimdir. Güneş'in saçtığı elektronlar Dünya'yı bombardımana tutar.
Tüm bu çalışmalarla, güneşin kavurucu ışınları çöle dökülen