Examples of using "Voilà" in a sentence and their turkish translations:
Ama işte,
Neyse, İşte böyle.
İşte geliyor.
İşte burada.
İşte, buna bak.
Ben hoşnutum.
İşte biletler.
İşte orada.
İşte bu.
İşte oldu.
İşte başlıyoruz!
İşte orada.
Tokyo orada.
İşte! O geliyor!
İşte geliyorlar.
Tom orada.
Onlar senin tercihlerin.
Buyur, içecek bir şey al.
İşte, bu benim hikâyem.
Ama olay şu ki
Bakın, bir tane var.
Bir tane var!
İşte böyle, bakın.
O yüzden isteğim şu:
Pekâlâ, işte gidiyoruz. Tamam.
İşte otobüs geliyor.
İşte tren geliyor.
İşte 5 dolar.
İşte öğretmenimiz geliyor.
Ah, işte Chris geliyor.
- İşte benim şansım.
- İşte benim kısmetim.
- Asıl sorun şu ki.
- Sıkıntı şurada ki.
Bak, burası otel.
İşte birkaç neden.
İşte bir dolma kalem.
İşte plan.
İşte masan.
İşte benim takımım.
İşte gelin geliyor!
Tüm hikaye o.
İşte köpeğin!
İşte, bunu al.
Mesele şu:
İşte formül:
İşte o kirli sır.
Bakın, işte. Bu gayet iyi.
İşte böyle, onu aldık.
İşte, ağzı biraz açılıyor.
Moral bozucu, değil mi?
Bu da bir diğeri.
Evet, işte.
Benim endişeme gelince,
işte bu yüzden karıncalar,
Bak, tren buraya geliyor.
İşte Tom geliyor.
İşte o.
Ben buradayım ve hazırım.
Burada bir kitap var.
- İşte Tatoeba.
- Burası Tatoeba.
Bu, işi bitirmeli.
Tamam, bu yeterli.
Bu yüzden gülümsüyorum.
Bu, Tom.
- İşte e-posta adresim.
- İşte benim email adresim.
- İşte bazı ilginç bağlantılar.
- İşte bazı ilginç linkler.
İşte bu nedenle katılıyorum.
Tam o anda saldırırlar!
Tamam, yarıktan çıkmak için buradan gideceğiz.
İşte, ağzı biraz açılıyor.
Mimarinin yaptığı şey budur.
İşte geliyor... Hazır mısınız?
Bizim otobüs gidiyor.
Bir polis memuru var.
ne demek istediğimi anlarsınız.
Ne aptal bir soru!
Artık bu ilgi çekici.
İşte ben böyle düşünüyorum.
Burada senin için bir mektup var.
Meşgul olmamın nedeni budur.
İşte benim dönüş biletim.
- İşte buna bir fikir denir.
- Bak, bu güzel bir fikir işte.
Hazır ya da değil, işte geliyorum.
Bu şekilde başladı.
Burası yaşamak istediğim yer.
İşe böyle başvurursun.