Examples of using "Connaissaient" in a sentence and their turkish translations:
Onlar beni tanıyorlardı.
Onlar birbirini tanıyordu.
Birkaç öğrenci onun adını biliyordu.
Onu tanıyan herkes ona hayrandı.
eski mısırlılar pi sayısını biliyordu
Sadece birkaç öğrenci onun soyadını biliyordu.
yan 20-25 kişi civarında bilemedin 30 kişi
Mağazayı pek çok kişiye sordum, ancak kimse onu duymamıştı.
şimdi benim çocukluğumdaki akranlarımın bile birçoğunun bilmediği bir oyun 3 taş
Tom ikili bir hayat sürdü. Birbirleriyle ilgili hiçbir şey bilmeyen iki ailenin babasıydı.