Examples of using "Chanceuse" in a sentence and their turkish translations:
Şanslı sinek.
Şanslı bir kızsın.
O şanslı bir kazançtı.
Mary şanslı bir kızdır.
Birden şanslı oldum.
O şanslıdır.
Maria kendi kendine, "çok şanslıyım" dedi.
Ben oldukça şanslıydım.
hayatta olduğum için ne kadar şanslı olduğumu,
Bir işin olduğu için şanslısın.
Siz şanslısınız?
Bir işim olduğu için şanslıyım.
O kadar şanslı değilim.
Senin gibi bir arkadaşa sahip olduğum için şanslıyım.
Yaşadığın için şanslısın.
Kendini şanslı hissediyor musun?
Sen bir işin olduğu için şanslısın.
Ben o kadar şanslı olamadım.
Seçildiğim için şanslı hissediyorum.
Ben şanslıyım.
Sen böyle iyi bir işe sahip olduğun için şanslısın.
Şanslısın kimse onu yaptığını görmedi.
Bir dahaki sefere bu kadar şanslı olmayacaksın.