Examples of using "Petite" in a sentence and their turkish translations:
Şanslı sinek.
Bir kız arkadaşım vardı.
Bir kız arkadaşım var.
Bu senin kız arkadaşın mı?
- O ev çok küçüktür.
- O ev çok dar.
Çok küçüktü.
küçük bir kepçesi olan
Küçük bir hikâye:
Ne kadar tatlı bir kız çocuğu!
Evim küçüktür.
Bu benim küçük kız kardeşim.
Küçük kızımız büyüyor.
Küçük kız uyur.
Ailem küçük.
Bu küçük bir kasaba.
Bu benim kız arkadaşım.
Bu küçük bir kütüphane.
Biraz ara verebilir misin?
O onun kız arkadaşı değil mi?
Küçük bir kasabada yaşadım.
Evimin küçük bir avlusu var.
Kız arkadaşın yok mu?
Ben küçük bir kasabada yaşıyorum.
Şu küçük evi görebiliyor musun?
Sadece acil sorunlarının dışında
bu onlara küçük bir servete mal olur.
Küçük bir peynir dükkânım vardı
Bu en küçük jenerasyondur,
Bu küçük kız korktu.
Bebeğin ismi Anshika.
Gayrimeşru bir çocuğun kısacası başarı öyküsü
Ve o küçük alana odaklandım.
Bu küçük kızı evlat edindi.
Bu ev çok küçük.
Sandalye çok küçük.
Bu ev oldukça küçük.
Onun kız arkadaşı Japon.
Anna küçük bir kız.
Onun odası çok ufak.
O kısa ve şişman.
Oda son derece küçük.
Oda çok küçük.
Yatak odam çok küçük.
Kısa etek pembe.
Benim odam çok küçük.
Ann küçük bir kızdır.
Küçük bir evde yaşıyor.
Tom ufak bir penise sahip.
O yalnızca küçük bir kız.
Oda oldukça güzel.
- Kılı kırk yarıyorsun.
- Sen kılı kırk yarıyorsun.
- İnce eleyip sık dokuyorsun.
- Sen ince eleyip sık dokuyorsun.
- Ufak ayrıntılar üzerinde fazla duruyorsun.
- Sen, ufak ayrıntılar üzerinde fazla duruyorsun.
- Kılı kırk yarıyorsunuz.
- İnce eleyip sık dokuyorsunuz.
- Ufak ayrıntılar üzerinde fazla duruyorsunuz.
Onun kız arkadaşı Romanyalıdır.
Filin kısa bir kuyruğu vardır.
Küçük kız kardeşin nasıl?
Kız arkadaşım Çinli.
Tom'un bir kız arkadaşı var mı?
Bir kız arkadaşın var mı?
- Bu kutu çok küçük.
- Bu kutu fazla küçük.
Kanadalı bir kız arkadaşım var.
Kızım hala küçük.
O benim ilk kız arkadaşımdı.
O, rahat küçük bir evde yaşar.
Seninle biraz konuşmak istiyorum.
Eski kız arkadaşımla birlikte geri dönüyorum.
Bir kız arkadaşa ihtiyacım yok.
Senden küçük bir iyilik istiyorum.
O küçük yıldız en parlaktır.
Onun muhtemelen zaten bir kız arkadaşı vardır.
Küçük bir kasabada yaşamak istiyorum.
Hiç kız arkadaşım olmamıştı.
Onu daha küçük yap.
o ses cümlenin geri kalanını getiriyor:
küçük bir deney yapacağız, tamam mı?
Evet, bakın. Mükemmel ve küçük bir oyuk.
Daha ufak bir şey mi baksalar?
Alaska'nın iç kesimlerindeki kurtlardan küçük.
Şimdi hep birlikte küçük bir deney yapalım.
Daha küçük bir boyutu olan var mı?
O, küçük bir emekli aylığıyla yaşıyor.
Beni ziyaret etti.
Kötü kokan bir kız arkadaşım var.
Ben bu küçük kasabada büyüdüm.
Hiç kız arkadaşı yok.
Onun evi küçük ve eski.
Şu küçük fareyi gördün mü?
Bu ev fazla küçük.
- Küçük bir kızdan mı korkuyorsun?
- Küçük bir kızdan mı korkuyorsunuz?
Hızlı bir soru sorabilir miyim?
Sen sadece bir kızsın.
Küçük bir kasabada yaşıyorum.
O kız arkadaşı ile birlikte yaşıyor.
O, küçük kızı evlatlık aldı.
Bir çay kaşığı kırmızı biber ekle.
Onun küçük kız kardeşini gerçekten çok seviyorum.