Translation of "Attraper" in Turkish

0.072 sec.

Examples of using "Attraper" in a sentence and their turkish translations:

- Peux-tu attraper la poule ?
- Pouvez-vous attraper la poule ?

Tavuğu yakalayabilir misin?

- Laisse-moi attraper mon sac !
- Laissez-moi attraper mon sac !

Çantamı alayım.

J'ai dû attraper froid.

- Soğuk almış olmalıyım.
- Üşütmüş olmalıyım.

Tom se faisait attraper.

Tom yakalandı.

Il faut tous les attraper.

Onların hepsini yakalamalıyım.

Je dois attraper ce train.

Ben o treni yakalamak zorundayım.

- Va attraper un verre !
- Va t'attraper quelque chose à boire !
- Allez vous attraper quelque chose à boire !
- Allez attraper un verre !

Bir içki almaya git.

- Tu ne pourras pas attraper le train.
- Vous ne pourrez pas attraper le train.

Trene yetişemeyeceksiniz.

- Fais attention de ne pas attraper froid.
- Faites attention à ne pas attraper froid.

Üşütmemek için dikkatli ol.

Je dois attraper le premier train.

İlk treni yakalamalıyım.

Je vais attraper le bus suivant.

Bir sonraki otobüse yetişeceğim.

Ils ne vont pas nous attraper.

Onlar bizi yakalamayacak.

J'ai dû attraper froid hier soir.

Ben dün akşam soğuk algınlığına yakalandım gibi görünüyor.

- J'ai dû courir pour attraper le bus.
- Il m'a fallu courir pour attraper le bus.

Otobüsü yakalamak için koşmak zorunda kaldım.

ça vous dit d'en attraper une autre ?

bir tane daha yakalayıp yakalayamayacağınızı görmek ister misiniz?

Il ne peut les attraper de vue.

Onları görerek yakalayamaz.

Arrivera-t-il à attraper le train ?

O, trene binebilecek mi?

Il se hâta pour attraper le bus.

Otobüse binmek için acele etti.

Nous avons pu attraper le dernier train.

Son trene yetişebildik.

Fais attention de ne pas attraper froid.

Üşütmemek için dikkatli ol.

Peux-tu attraper ce livre sur l'étagère ?

Raftaki kitaba yetişemiyor musun?

Il faudra courir pour attraper le train.

Treni yakalamak için koşmak zorunda kalacağız.

- Je veux attraper celui de onze heures quarante-cinq.
- Je veux attraper celui de minuit moins le quart.

11:45 trenine yetişmek istiyorum.

Prêt à attraper tout saumon qui oserait s'approcher.

Fazla yakınından geçen tüm somonları yakalamaya hazırdır.

J'ai besoin de vous pour attraper ces bestioles.

Bu börtü böceği yakalamak için yardımınıza ihtiyacım var.

Alors, comment attraper les vents de la chance ?

O halde şans rüzgarlarını nasıl yakalayacaksınız?

Il tendit le bras pour attraper le dictionnaire.

O, sözlüğe uzandı.

Il allongea le bras pour attraper le livre.

O, kitabı almak için kolunu uzattı.

Nous nous sommes dépêchés pour attraper le bus.

Biz otobüse yetişmek için acele ettik.

Je vais te montrer comment attraper un poisson.

Nasıl balık yakalayacağını sana göstereceğim.

Dépêchons-nous, de manière à attraper le bus.

Otobüse yetişebilmek için acele edelim.

Il a installé un piège pour attraper l'animal.

Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.

Tom s'est fait attraper pour excès de vitesse.

Tom hız yaparken yakalandı.

J'ai dû beaucoup courir pour attraper le train.

Ben treni yakalamak için gerçekten koşmak zorunda kaldım.

Marie va te montrer comment attraper un poisson.

Marie sana nasıl balık tutacağını gösterecek.

Je dois partir tôt pour attraper le train.

Treni yakalamak için erkenden ayrılmak zorundayım.

- Si tu te dépêches tu peux encore attraper ton train.
- Si vous vous dépêchez vous pouvez encore attraper votre train.

Acele et ve trenini hâlâ yakalayabilirsin.

- Si tu sors habillé aussi légèrement, tu vas attraper froid.
- Si tu sors vêtue aussi légèrement, tu vas attraper froid.

Böyle hafifçe giyinerek dışarı çıkarsan nezle olursun.

On peut attraper la salmonellose, et ça, c'est horrible !

Salmonella kapma ihtimaliniz var ve bu berbat bir şey!

Je portais un manteau, pour ne pas attraper froid.

Soğuk almayayım diye bir ceket giydim.

Je ne veux pas que nous nous fassions attraper.

Yakalanmamızı istiyorum.

Il faut un voleur pour attraper un autre voleur.

- Çivi çiviyi söker.
- Dinsizin hakkından imansız gelir.

Comment font tous les enfants pour attraper des grenouilles?

Bütün çocuklar kurbağaları nasıl yakalar?

Tu devrais faire attention à ne pas attraper froid.

Üşütmemek için dikkatli olsan iyi olur.

Tom a construit un piège pour attraper des lapins.

Tom tavşan yakalamak için bir tuzak hazırladı.

- Laisse-moi attraper mon portefeuille !
- Laisse-moi aller chercher mon portefeuille !
- Laissez-moi attraper mon portefeuille !
- Laissez-moi aller chercher mon portefeuille !

Cüzdanımı alayım.

- Comment t'es-tu fait prendre ?
- Comment vous êtes-vous fait prendre ?
- Comment t'es-tu fait attraper ?
- Comment vous êtes-vous fait attraper ?

Sen nasıl yakalandın?

Si vous pensez pouvoir attraper des créatures d'ici, choisissez "réessayer".

Birkaç yaratık daha yakalayabileceğinizi düşünüyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.

Il n'a pas couru assez vite pour attraper le train.

- Treni yakalayacak kadar hızlı koşmadı.
- Treni yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.

Nous disposons de suffisamment de temps pour attraper le train.

Trene yetişmek için yeterli zamanımız var.

Elle n'a pas couru assez vite pour attraper le bus.

O, otobüsü yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.

Si tu fais une sieste ici, tu vas attraper froid.

Burada şekerleme yaparsan üşütürsün.

Pauvre chat! Elle ne peut pas attraper la souris agile.

Zavallı kedi! O çevik fareyi yakalayamaz.

Il courait le risque de se faire attraper et emprisonner.

Yakalanma ve tutuklanma riskini göze aldı.

Il s'est levé tôt pour attraper son train à temps.

Trene vaktinde yetişmek için erken kalktı.

Soit j'essaie de lui attraper la queue en évitant sa tête.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Soit j'essaie de lui attraper la queue en évitant la tête.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Soit j'essaie de lui attraper la queue en évitant la tête.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Je me suis dépêché et ai réussi à attraper le bus.

Acele ettim ve otobüsü yakaladım.

- Les chats peuvent attraper les souris.
- Les chats attrapent des souris.

Kediler fareleri yakalar.

Mets ton manteau avant de sortir ou tu vas attraper froid.

Dışarı çıkmadan ceketini giy yoksa üşütürsün.

Il a réussi à attraper le gros rat dans la cuisine.

Başarılı bir şekilde mutfakta büyük bir sıçan yakaladı.

Je courus aussi vite que je pus pour attraper le train.

Treni yakalamak için koşabildiğim kadar hızlı koştum.

Le piège que je fabrique est fait pour attraper les petits animaux.

Pekâlâ, bu küçük hayvanları yakalamak için tasarlanmış bir tuzak.

Le piège que je fabrique est fait pour attraper les petits animaux.

Pekâlâ, bu tuzak küçük hayvanları yakalamak üzere tasarlanmış bir tuzak.

Tout tombe en ruines. Mais c'est l'endroit rêvé pour attraper des bestioles.

Bakın, buradaki her şey dağılıyor. Ama börtü böcek aramak için mükemmel bir yer.

Je l'ai vue attraper trois poissons. De jour, ça n'était jamais arrivé.

Bu şekilde üç balık yakaladığını gördüm. Gün içinde balık tuttuğunu hiç görmemiştim.

Je veux attraper le train de dix-huit heures pour New York.

Saat altıda New York'a giden trene yetişmek istiyorum.

- Et si je me fais attraper ?
- Et si je me fais prendre ?

Ya yakalanırsam?

- Et si nous nous faisons attraper ?
- Et si nous nous faisons prendre ?

Ya yakalanırsak?

- Et si tu te fais attraper ?
- Et si tu te fais prendre ?

- Ya yakalanırsan?
- Ya yakalanırsanız?

- Comment Tom s'est-il fait prendre ?
- Comment Tom s'est-il fait attraper ?

Tom nasıl yakalandı?

J'ai couru tout du long, sinon je n'aurais pu attraper le train.

Bütün yolu koştum, yoksa treni yakalayamazdım.

- Fais attention de ne pas attraper froid.
- Faites attention à ne pas attraper froid.
- Prends garde de ne pas attraper froid !
- Prends garde de ne pas prendre un rhume !
- Prenez garde de ne pas attraper froid !
- Prenez garde de ne pas prendre un rhume !
- Prenez garde de ne pas contracter un rhume !
- Prends garde de ne pas contracter un rhume !

Üşütmemek için kendine dikkat et.

Quand on pêche à la lance, il faut attraper le poisson par surprise.

Zıpkınla balık avlamanın anahtarı, balıkları şaşırtmaktır.

Les mollusques sont faciles à attraper, mais ils ont des coquilles très dures.

Tüm yumuşakçaları yakalaması çok kolay ama inanılmaz sert kabukları var.

- Je ne peux les laisser t'attraper.
- Je ne peux les laisser vous attraper.

Onlara seni yakalamalarına izin veremem.

J'ai dû attraper le premier train, ce matin, pour arriver ici à temps.

Buraya zamanında gelmek için bu sabah ilk trene yetişmek zorundaydım.

Elle me lançait les raisins et j'essayais de les attraper avec la bouche.

O bana üzümleri attı ve ben ağzım ile onları yakalamaya çalıştım.

Si on arrive à attraper la saucisse sans aller à l'encontre de nos valeurs,

Değerlerimizi çiğnemeden sosisi almayı başarırsak

Le guépard utilise une combinaison de furtivité et d'accélération explosive pour attraper sa proie.

Çita, avını yakalamak için gizlilik ve patlayıcı hızlandırma kombinasyonunu kullanır.

Et elle se met à les attraper avec ses ventouses pour les expulser de la tanière.

ve onları vantuzlarıyla kaldırıp nazikçe yuvasından atmaya başladı.

Je n'ai pas réussi à attraper le dernier bus et suis rentré à la maison en taxi.

Son otobüsü yakalayamadım ve eve taksiyle geldim.

- Tu as assez de temps pour attraper le train.
- Vous avez assez de temps pour avoir le train.

Treni yakalamak için yeterli zamanın var.

J'ai réussi à attraper le train de 8h en courant tout au long du chemin jusqu'à la gare.

İstasyona giden bütün yolu koşarak 8 trenini yakalayabildim.

- J'attrape facilement un rhume.
- Je m'enrhume facilement.
- J'ai tendance à attraper froid.
- J'ai une propension à contracter des rhumes.

Kolayca soğuk algınlığına yakalanırım.

- Je dois prendre le train de 8 h 15 pour Paris.
- Je dois attraper le train de 8h 15 pour Paris.

Paris'e giden 8:15 trenine binmek zorundayım.