Examples of using "Poule" in a sentence and their turkish translations:
Selam fıstık!
Ben güzel bir kadına bakıyordum.
Tavuğu yakalayabilir misin?
Korkak olma.
Tüylerim diken diken oldu.
Tüylerim diken diken oldu.
Kafasız tavuk gibi.
Sen bir pısırıksın.
- O tavuk son zamanlarda hiç yumurta yumurtlamadı.
- O tavuk son zamanlarda hiç yumurtlamadı.
O tavuk son zamanlarda hiç yumurta yumurtlamadı.
Tavuk beş yumurta yumurtladı.
O tavuk son zamanlarda hiç yumurtlamadı.
Bu, tüylerimi ürpertiyor.
Bizim tavuklar dün çok yumurta verdi.
- Bu benim ödümü koparıyor.
- Bu benim ödümü patlatıyor.
- Bu benim tüylerimi diken diken ediyor.
Tavuğu o tilki öldürmüş olmalı.
- Altın yumurtlayan kazı kesme.
- İşini kendi elinle bozma.
Siyah bir tavuk bile beyaz yumurtalar yumurtlar.
Tavuk bir solucan yedi.
Hangisi önce geldi: yumurta mı yoksa tavuk mu?
Tavuk civcivlerini çıkarana kadar yumurtalarının üstünde oturur.
Bugünkü yumurta yarınki tavuktan iyidir.
- Hangisi önce geldi: tavuk mu yoksa yumurta mı?
- Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?
Tavuğun civcivleri yumurtadan çıkıyorlar.
Ona bir aptal diyebilirsin fakat bir korkak diyemezsin.
Korkak!
Dikkatli ol! Yolda bir çukur var.
O beni ürpertti.
Bu kadar pısırık olmayın!
Dereyi görmeden paçaları sıvama.
Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?