Examples of using "Éprouver" in a sentence and their turkish translations:
Haset etmek günahtır.
Derin bir üzüntü hissetmeden bu fotoğrafa bakmam mümkün değil.
Alışık olunmayan araziyi geçmek zor olabiliyor.
Birinin cesaretini test etmek için yakın muharebe gibisi yoktur.
Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?