Examples of using "Realities" in a sentence and their turkish translations:
Bizi artırılmış gerçekliğin içine daldıran teknoloji
Gençler bugünün acımasız gerçeklerine uymalılar.
O bazen hayal ve gerçeği karıştırır.
Bugünün sert gerçeklerine adapte olmalıyız.
Köle ve çocuk işçiliği üzücü gerçeklerdir.
öğrencilerin yaşadıklarıyla gerçekleri daha iyi anlamamızı sağlıyor.
[Tek bir hayal bin gerçekten daha güçlüdür.]