Examples of using "Harsh" in a sentence and their turkish translations:
Sen sertsin.
O kırıcıydı.
Tom sertti.
Kırıcı ama adil.
O sert bir eleştirmen.
Kırıcı bir dil kullanmayın.
Onun çocukluğu zordu.
O çok haşindi.
Dünya acımasız.
Tom'un acımasız olduğunu düşünüyorum.
Çevre son derece acımasızdı,
O sert bir eleştirmen.
Teslim şartları ağır idi.
Bu biraz sert değil mi?
Sert kelimeler için özür dilerim.
Eğer iklim sert ve şiddetli ise, insanlar da sert ve şiddetlidir.
Deniz haşin bir metrestir.
Önümüzdeki kış sert olacaktır.
Biz özellikle sert bir kış geçirdik.
Bu ülkenin sert bir iklimi var.
Zalimdi.
Tom sert bir kahkahayla cevap verdi.
Gençler bugünün acımasız gerçeklerine uymalılar.
Belki Tom'a karşı çok serttim.
Bugünün sert gerçeklerine adapte olmalıyız.
Onun biraz sert olduğunu düşünmüyor musun?
Bu kadar sert olmak zorunda değilsin.
yönetti, ancak mümkün olduğunca sert önlemlerden kaçındı.
Dünya acımasız.
Trafik gürültüsü kulak için çok sert.
Benim son postanın çok sert görünmediğini umuyorum.
Kötü bir rüyadan dolayı iyi uyuyamadım.
1880'lerde burası haşin bir sınır kasabasıydı.
Burası gibi zorlu ortamlarda arazi çok zalim olabilir.
New York şehrinin sert ortamında büyüdü.
Tom serttir.
Fadıl, zarif Leyla'yı acımasız bir dünyadan kurtarmak istedi.
Kendine bu kadar sert olma.
ciddi alay ve sert eleştirilerle karşı karşıya kaldıkları bu evlilik sözleşmelerinin resimlerini
Sert iklim Teksas'ı dünyadaki 12'nci büyük ekonomik güç olmasını
bu filmden aklımızda kalan şey ise gaddar Kerim ile sansar Selim
Kasırrganın sert etkisine maruz kaldılar ama aynı zamanda birkaç ay önce
Onların hayatını da. Bu çetin kış gecelerinden sağ çıkmanın tek yolu sıkı sıkıya sarılmak.
Caribou ultraviyole ışığı görebilir. Bu yetenek sert Arktik ortamda yaşamaları için hayati önem taşımaktadır.
Tom sertti.
Paranın konuştuğu bu sert, küçük dünyada, onun hayat tarzı derin bir nefes taze hava gibi.