Translation of "Students" in Turkish

- We are students.
- We're students.

Biz öğrenciyiz.

Students educated

Öğrenciler yettiştirdi

Welcome, students!

Hoş geldiniz öğrenciler!

- We are students.
- We're students.
- We're pupils.

Biz talebeyiz.

- The students are back.
- The students have returned.

Öğrenciler geri döndü.

- Those students are Korean.
- These students are Korean.

Bu öğrenciler Koreli.

The students laughed.

Öğrenciler güldüler.

The students hitchiked.

Öğrenciler otostop çekiyordu

They're just students.

Onlar sadece öğrenci.

These are students.

Onlar öğrenciler.

They're able students.

Onlar yetenekli öğrenciler.

They're average students.

Onlar orta düzeyde öğrenciler.

Are they students?

Onlar öğrenci mi?

We're all students.

Biz hepimiz öğrenciyiz.

We're both students.

İkimiz de öğrenciyiz.

You're average students.

Ortalama öğrencilersiniz.

We're just students.

Biz sadece öğrencileriz.

The students applauded.

Öğrenciler alkışladı.

The students left.

Öğrenciler gitti.

The students snickered.

Öğrenciler kıs kıs güldü.

Listen up, students!

Dinleyin, öğrenciler!

Are you students?

Siz öğrenci misiniz?

We're not students.

Biz öğrenci değiliz.

Aren't you students?

Öğrenci değil misiniz?

We're engineering students.

Mühendislik öğrencisiyiz.

- They are all college students.
- They're all college students.

Onların hepsi kolej öğrencisidir.

- We are high school students.
- We're high school students.

- Biz lise öğrencileriyiz.
- Biz liseliyiz.
- Liseliyiz.

- You're Tom's students, right?
- You're Tom's students, aren't you?

Siz Tom'un öğrencilerisiniz, değil mi?

- The students could not answer.
- The students couldn't answer.

Öğrenciler cevap veremedi.

- You have confused the students.
- You've confused the students.

Öğrencilerin kafasını karıştırdın.

Generally speaking, high school students study harder than college students.

Genelde lise öğrencileri üniversite öğrencilerinden daha çok çalışırlar.

- A few students were left behind.
- Some students stayed behind.

Birkaç öğrenci arkada bırakıldı.

We are teaching students.

biz öğrencilere hayatı öğretiyoruz.

Naperville had 19,000 students,

Naperville'de 19.000 öğrenci vardı.

Enroll 100 black students,

yüz siyahi öğrenci kabul edilecek,

Admission to students only.

Sadece öğrenciler kabul edilir.

His students adored him.

Öğrencileri onu çok severdi.

The students performed Hamlet.

Öğrenciler hamleti oynadı.

Most students like sports.

Öğrencilerin çoğu sporları sever.

They have many students.

Onların bir sürü öğrencisi var.

Students study in school.

Öğrenciler okulda çalışırlar.

The students like it.

Öğrenciler ondan hoşlanır.

It's popular with students.

Bu, öğrenciler arasında popüler.

These students are Korean.

Bu öğrenciler Koreli.

All the students applaud.

Tüm öğrenciler alkışlıyor.

You are new students.

Siz yeni öğrencilersiniz.

The other students laughed.

Diğer öğrenciler güldü.

The students all laughed.

Öğrencilerin hepsi güldü.

He warned his students.

Öğrencilerini uyardı.

All students like holidays.

Bütün öğrenciler tatilleri severler.

She teaches students English.

O öğrencilere İngilizce öğretiyor.

Few students understand Latin.

Birkaç öğrenci Latince anlıyor.

The students are lazy.

Öğrenciler tembel.

I think they're students.

Sanırım onlar öğrenci.

These are my students.

Bunlar benim öğrencilerim.

Good students study hard.

İyi öğrenciler çok çalışır.

You're students, aren't you?

Öğrencisiniz, değil mi?

No students were absent.

Hiçbir öğrenci eksik değildi.

Many students like sports.

Birçok öğrenci spor sever.

Students learn useful phrases.

Öğrenciler yararlı ifadeler öğreniyorlar.

The students were delighted.

Öğrenciler memnundu.

The students stayed quiet.

Öğrenciler sessiz kaldılar.

I know these students.

Bu öğrencileri tanıyorum.

The students seem interested.

Öğrenciler ilgilenmiş görünüyorlar.

The students seem bored.

Öğrenciler sıkılmış görünüyor.

The students are back.

Öğrenciler geri döndü.

Most students study hard.

Çoğu öğrenci sıkı çalışır.

Those students are Korean.

Bu öğrenciler Koreli.

We're both college students.

İkimiz de üniversite öğrencileriyiz.

The students are bored.

Öğrenciler sıkıldı.

The students also helped.

Öğrenciler de yardımcı oldu.

Those students are Canadians.

Bu öğrenciler Kanadalılar.

Some students stayed behind.

Bazı öğrenciler geride kaldı.

- All the students have gone home.
- All the students went home.

Tüm öğrenciler evlerine gitti.

Erasmus students often stick with other students from the same country.

Erasmus öğrencileri genellikle aynı ülkeden başka öğrencilerle kalırlar.

And as we look at notes from my students and other students,

Öğrencilerin notlarına baktığımızda

Generally speaking, college students have more free time than high school students.

Genellikle üniversite öğrencilerinin lise öğrencilerine göre daha fazla boş zamanı vardır.

- Most of them were college students.
- Most of them were university students.

Onların çoğu üniversite öğrencileriydi.

- Tom and Mary are both students.
- Both Tom and Mary are students.

Tom ve Mary her ikisi de öğrenciler.

- Tom and I are both students.
- Both Tom and I are students.

Hem Tom hem de ben öğrenciyiz.

Because I could bribe students

çünkü matematikte iyi olmanın

From Whatsapp to your students

Whatsapp dan da öğrencilerinize

students participating in the broadcast

yayına katılan öğrenciler

Half the students were absent.

Öğrencilerin yarısı yoktu.

The students revolted against authority.

Öğrenciler otoriteye karşı ayaklandılar.

They are both good students.

Onların her ikisi de iyi öğrencilerdir.

Students bustled about all night.

Öğrenciler neredeyse bütün gece koşturdu.