Translation of "Must" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Must" in a sentence and their turkish translations:

If you must, you must.

Yapman gerekiyorsa, yapmalısın.

What must be must be.

Olması gereken şey olmalı.

- Everything must go!
- Everything must go.

Her şey gitmeli.

- You must stay.
- Y'all must stay.

Hepiniz kalmak zorundasınız.

- A man must work.
- The man must work.
- Man must work.

Bir adam çalışmak zorundadır.

Must fly!

Uçmalı!

- You must do work.
- You must work.

Çalışmalısın.

- You must go.
- You must get going.

Gitmelisin.

- You must return.
- You must go back.

- Siz geri gitmek zorundasınız.
- Siz geri gitmelisiniz.

They must be found, they must be destroyed.

Bu örgütler bulunmalı ve yok edilmeli.

- You must be crazy.
- You must be crazy!

Delirmiş olmalısın.

- We must be cautious.
- We must be careful.

Dikkatli olmalıyız.

- You must be cautious.
- You must be careful.

Dikkatli olmalısın.

- You must be mad!
- You must be mad.

Sen çılgın olmalısın!

- You must be joking!
- You must be joking.

- Şaka yapıyor olmalısın!
- Şaka yapıyor olmalısın.

- Something must be done!
- Something must be done.

Bir şey yapılmalı.

- We must find him.
- We must find her.

Onu bulmalıyız.

- We must help him.
- We must help her.

Ona yardım etmeliyiz.

- Everybody must do this.
- Everyone must do this.

Herkes bunu yapmalıdır.

- We must liberate them.
- We must free them.

Onları özgürleştirmeliyiz.

- Tom must be angry.
- Tom must be annoyed.

Tom kızgın olmalı.

"All men must die." "All men must serve."

"Her insan ölecektir." "Her insan hizmet edecektir."

- A man must work.
- The man must work.

Erkek çalışmalıdır.

- We must defeat our enemies.
- We must vanquish our enemies.
- We must defeat our foes.
- We must vanquish our foes.

Düşmanlarımızı yenmeliyiz.

Life must start --

Yaşamın başlaması.

He must act.

Harekete geçmeli.

must focus all

Tüm baskıcı güçlerini

I must study.

Çalışmalıyım.

I must resist.

Direnmeliyim.

We must leave.

Terk etmeliyiz.

I must know.

Bilmem gerekiyor.

I must hurry.

Acele etmeliyim.

They must unite.

Onlar birleşmeliler.

Must I hurry?

Acele etmeli miyim?

We must speak.

Konuşmalıyız.

We must talk.

- Bizim konuşmamız gerekiyor.
- Biz konuşmak zorundayız.
- Biz konuşmalıyız.

Someone must lead.

- Biri öncülük etmeli.
- Biri yol göstermeli.

You must leave.

Ayrılmalısın.

We must hide!

Gizlenmeliyiz!

You must listen.

Dinlemelisin.

We must act.

Hareket etmeliyiz.

I must write.

Ben yazı yazmalıyım.

Tom must stay.

Tom kalmalı.

You must sleep.

Sen de uyumalısın.

You must rest.

Dinlenmelisin.

They must stay.

Onlar kalmalılar.

You must stay.

Siz kalmalısınız.

I must hide.

Saklanmalıyım.

You must wait.

Beklemelisin.

Tom must concentrate.

Tom konsantre olmalı.

Tom must decide.

Tom karar vermeli.

We must attack.

Saldırmalıyız.

We must check.

Kontrol etmeliyiz.

We must continue.

Devam etmeliyiz.

We must decide.

Karar vermeliyiz.

We must escape.

Kaçmalıyız.

We must help.

Yardım etmeliyiz.

We must intervene.

Müdahale etmeliyiz.

We must obey.

İtaat etmeliyiz.

We must retreat.

Geri çekilmeliyiz.

We must run.

Koşmalıyız.

We must succeed.

Başarmalıyız.

We must try.

Denemeliyiz.

We must wait.

Beklemeliyiz.

We must withdraw.

Geri çekilmeliyiz.

They must come.

Onlar gelmek zorunda.

They must die.

- Onlar ölmek zorunda.
- Ölmeliler.

I must concentrate.

Konsantre olmalıyım.

I must continue.

Devam etmeliyim.

I must decline.

Reddetmeliyim.

I must insist.

Israr etmeliyim.

I must obey.

İtaat etmeliyim.

I must object.

İtiraz etmeliyim.

I must protest.

Protesto etmeliyim.

I must refuse.

Reddetmeliyim.

I must run.

Koşmalıyım.

It must work.

Çalışmak zorunda.

Nobody must know.

Hiç kimse bilmemeli.

This must stop.

Bu durmalı.

You must comply.

Uyumlu olmalısın.

You must eat.

Yemek yemelisin.

You must hurry.

Acele etmelisin.

You must relax.

Gevşemelisin.

You must return.

Geri dönmelisin.

You must run.

Koşmalısın.

You must stop.

Durdurmalısın.

You must succeed.

Başarmalısın.

You must try.

Denemelisin.

You must come.

Gelmelisin.

Love must triumph.

Aşk zafer kazanmalıdır.