Translation of "Sometimes" in Turkish

Sometimes a little, sometimes a lot.

Bazen biraz, bazen çok daha fazla.

sometimes the scavenger sometimes the watchman

bazısında çöpçü bazen de bekçi

- That happens sometimes.
- That sometimes happens.

Bu bazen olur.

Sometimes we teach, sometimes we learn.

Bazen öğretiriz, bazen öğreniriz.

Sometimes he runs, sometimes he walks.

O bazen koşar, bazen yürür.

- Sometimes Tom exaggerates.
- Tom sometimes exaggerates.

Tom bazen abartıyor.

And sometimes,

bazen de

sometimes unhappily,

bazense mutsuz bir şekilde

Sometimes literally.

Kimi zaman gerçek anlamda oluyor bu.

Maybe sometimes.

Belki bazen.

sometimes dramatically.

bazen çok yoğun bir şekilde.

Yes, sometimes.

Evet, bazen.

Sometimes I'm right and sometimes I'm wrong.

Bazen haklıyım bazen yanılıyorum.

- I do that sometimes.
- I sometimes do that.
- Sometimes I do that.

Onu bazen yaparım.

- Tom does that sometimes.
- Tom sometimes does that.
- Sometimes Tom does that.

Bazen Tom bunu yapar.

- I feel sad sometimes.
- Sometimes I feel sad.
- I sometimes feel sad.

Bazen kederleniyorum.

- I hate myself sometimes.
- Sometimes I hate myself.

- Bazen kendimden nefret ediyorum.
- Bazen kendimden nefret ederim.

- That happens sometimes.
- It happens.
- It happens sometimes.

Bazen olur.

- Tom sometimes speaks French.
- Tom speaks French sometimes.

Tom bazen Fransızca konuşur.

He's strange sometimes.

O, bazen tuhaftır.

Sometimes that happens.

O bazen olur.

You're silly, sometimes!

Sen bazen aptalsın!

He's stupid sometimes!

O bazen ahmaktır!

Sometimes it's easy.

Bazen o kolaydır.

I study sometimes!

Bazen çalışırım!

Sometimes, people lie.

Bazen, insanlar yalan söyler.

You're strange sometimes.

Sen bazen garipsin.

Sometimes it happens.

Bu bazen olur.

I sometimes skate.

Bazen patenle kayarım.

Evil sometimes wins.

Kötülük bazen kazanır.

I'm sometimes careless.

Bazen dikkatsizim.

I sometimes exaggerate.

Bazen abartırım.

I sometimes stutter.

Ben bazen kekelerim.

Tom sometimes wins.

Tom bazen kazanır.

Sometimes dreams change.

Bazen hayaller değişir.

Sometimes, sometimes we have a negative feeling about things.

Bazen olaylar hakkında olumsuz hisler duyarız.

Sometimes I go by bus and sometimes by car.

Bazen otobüsle ve bazen arabayla giderim.

Sometimes we go by bus, and sometimes by car.

Bazen otobüsle, bazen araba ile gideriz.

Sometimes you go by bus, and sometimes by car.

Bazen otobüsle gidersin ve bazen arabayla.

Sometimes she goes by bus, and sometimes by car.

Bazen otobüsle, bazen arabayla gider.

Sometimes they go by bus, and sometimes by car.

Bazen otobüsle giderler, bazen arabayla.

- Sometimes a word will do.
- Sometimes a word is enough.
- A word is sometimes enough.

Bazen bir kelime yeterlidir.

- I don't understand him sometimes.
- Sometimes, I don't understand him.

Ben bazen onu anlamıyorum.

- Sometimes she drives to work.
- Sometimes he drives to work.

O bazen işe arabayla gider.

Depending on the case; sometimes it is so, sometimes not.

Duruma bağlı olarak; bazen öyledir, bazen değildir.

- Sometimes, life is so unjust.
- Sometimes, life is so unfair.

- Bazen yaşam çok adaletsizdir.
- Bazen hayat çok adil değil.

- He sometimes comes to see me.
- He sometimes visits me.

O, bazen beni görmeye gelir.

- Tom comes to see me sometimes.
- Tom sometimes visits me.

Tom bazen beni ziyaret eder.

- Sometimes a word will do.
- Sometimes a word is enough.

Bazen bir kelime yeterlidir.

- I still sometimes do that.
- I still do that sometimes.

Ben hâlâ bazen onu yapıyorum.

- Tom eats lunch here sometimes.
- Tom sometimes eats lunch here.

Tom öğle yemeğini bazen burada yer.

- Tom still sometimes does that.
- Tom still does that sometimes.

Tom hâlâ bazen bunu yapar.

Sometimes silence is not oblivion. Sometimes silence is only patience.

Bazen sessizlik unutulmuş değil. Bazen sessizlik sadece sabır.

- Tom does that sometimes.
- Tom will do that sometime.
- Tom sometimes does that.
- Sometimes Tom does that.

Tom bazen onu yapar.

sometimes a lot differently.

farklı davranabilirsiniz.

And sometimes, even publicly.

hatta bazen açıkça yapıyorum.

They sometimes play baseball.

Onlar bazen beyzbol oynarlar.

Destiny is sometimes cruel.

Kader bazen zalimdir.

Lucy sometimes visits May.

- Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
- Lucy bazen May'i ziyaret eder.

Meg sometimes annoys Ken.

- Meg bazen Ken'i sıkıyor.
- Meg bazen Ken'in canını sıkar.

Dreams sometimes come true.

Rüyalar bazen gerçek olur.

We sometimes make mistakes.

Biz bazen hatalar yaparız.

Sometimes everything goes wrong.

Bazen her şey yanlış gidiyor.

Sometimes you scare me.

Bazen beni korkutuyorsun.

He sometimes loses hope.

O, bazen ümidini kaybeder.

Sometimes, size does matter.

Bazen, boyut önemlidir.

Sometimes I get jealous.

Bazen kıskanırım.

Everyone makes mistakes sometimes.

Herkes bazen hatalar yapar.

Tom is strange sometimes.

Tom bazen garip.

You're very sweet sometimes.

Bazen çok tatlısın.

Tom sometimes gets depressed.

Tom bazen depresyona girer.

Even Homer sometimes nods.

Homer bile bazen başıyla selamlar.

Even men sometimes cry.

Erkekler bile bazen ağlar.

Sometimes you surprise me.

Bazen beni şaşırtıyorsun.

I sometimes cook dinner.

Bazen akşam yemeği pişiririm.

I do pray sometimes.

Bazen dua ederim.

They do that sometimes.

Onlar bunu bazen yapar.

Sometimes I feel dizzy.

Bazen başım dönüyor.

We sometimes see them.

- Biz bazen onlarla görüşürüz.
- Onlarla bazen görüşürüz.

I sometimes watch TV.

Bazen TV izlerim.

We sometimes meet them.

Bazen onlarla buluşuyoruz.

He sometimes watches TV.

O bazen tv izler.

I sometimes get scared.

Ben bazen korkuyorum.

Life is strange sometimes.

Hayat bazen gariptir.

Sometimes we get lost.

Bazen kayboluruz.

Men are sometimes violent.

Erkekler bazen serttir.

Sometimes you get lucky.

Bazen şanslısın.

Impossible things sometimes happen.

İmkansız şeyler bazen olur.

Life is weird sometimes.

Hayat bazen garip.

Sometimes bad things happen.

Bazen kötü şeyler olur.

That can happen sometimes.

Bu bazen olabilir.

Tom sometimes sleeps in.

Tom bazen uykudan geç kalkar.

Children are sometimes wild.

Çocuklar bazen vahşidir.