Translation of "Slave" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Slave" in a sentence and their turkish translations:

- I'm not your slave!
- I'm not your slave.
- I am not your slave.

Ben senin kölen değilim.

- I'm not your slave!
- I'm not your slave.

Ben kölen değilim!

I'm not Tom's slave.

Tom'un kölesi değilim.

You are my slave.

Sen benim kölemsin.

I work like a slave!

Bir köle gibi çalışıyorum!

The slave tried to escape.

Köle kaçmaya çalıştı.

I feel like a slave.

Bir köle gibi hissediyorum.

The master praised the slave.

Efendi, köleyi övdü.

Tom's grandfather was a slave.

Tom'un dedesi bir köleydi.

The slave carries the water.

Köle suyu taşır.

Spartacus was a Roman slave.

Spartacus bir Roma kölesiydi.

She's a slave to fashion.

O moda için bir köledir.

Tom was born a slave.

Tom köle olarak doğdu.

"Hey, you, slave boy!" "Who, me?"

"Hey, sen köle çocuk!" "Kim ben mi?"

The slave ran for his life.

Köle, hayatı için kaçtı.

This person is your slave, right?

Bu kişi senin kölen, değil mi?

A man chooses; a slave obeys.

Bir insan seçer, bir köle itaat eder.

I am a slave to drink.

İçkinin kölesiyim.

Man is a slave to habits.

İnsan, alışkanlıklarının kölesidir.

Man is a slave of habit.

İnsan alışkanlığın bir kölesidir.

He treats me like his slave.

O, bana kölesi gibi davranır.

I'm tired of being your slave.

Senin kölen olmaktan bıktım.

Russians are people of slave origin.

Ruslar köle kökenli insanlardır.

She is a slave of fashion.

O bir moda kölesi.

Don't be a slave to money.

- Para için köle olmayın.
- Para için kölelik etmeyin.
- Paraya kulluk etme.
- Paranın kulu olma.

Zachary Taylor was a slave owner.

Zachary Taylor bir köle sahibiydi.

President Monroe was a slave-owner.

Başkan Monroe bir köle sahibiydi.

My boss is a slave driver.

Patronum köle gibi çalıştıran bir amir.

Tom treated Mary like a slave.

Tom Mary'ye bir köle gibi davrandı.

Only a slave would say that.

Bunu yalnızca bir köle söyleyebilir.

Tom treats me like a slave.

Tom bana köle gibi davranıyor.

Tom's great-great-grandfather was a slave.

Tom'un büyük-büyük-büyükbabası bir köleydi.

Tom is a slave to his duty.

Tom görevinin kölesidir.

Some cultures assume everybody is a slave.

Bazı kültürler herkesin bir köle olduğunu varsayıyor.

Tom dressed as an ancient Egyptian slave.

Tom eski Mısırlı bir köle gibi giyinmişti.

They are looking for a runaway slave.

Kaçak bir köleyi arıyorlar.

"No, I'm just a slave boy." "You'll do."

"Hayır, ben sadece bir köle oğlanım." "Bileceksin."

Slave labor and child labor are sad realities.

Köle ve çocuk işçiliği üzücü gerçeklerdir.

- Marriage is slavery. I'd rather not be a slave.
- Marriage is slavery. I'd prefer not to be a slave.

Evlilik kölelik. Köle olmak istemiyorum.

Trying to pull out successfully from this slave boy

karenin alanı hakkında oldukça sıkı bir formülü ispatlamayı

The serial killer was a slave to his desires.

Seri katil arzularının bir kölesiydi.

He said the only answer was a slave rebellion.

O, tek cevabın bir köle isyanı olduğunu söyledi.

The gentleman was killed by a slave in revolt.

Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.

I work as a slave 10 hours a day.

Günde 10 saat bir köle gibi çalışıyorum.

I'd rather die free than live as a slave.

Köle olarak yaşamaktanse özgürce ölmeyi tercih ederim.

These mixed-race slaves are related to the slave masters

Bu melez ırklı kölelerin köle sahipleriyle kan bağları vardı

I refuse to be treated like a slave by you.

Senin tarafından bir köle gibi davranılmayı reddediyorum.

Sami abducted Layla and kept her as a sex slave.

Sami, Leyla'yı kaçırdı ve onu bir seks kölesi olarak tuttu.

You could make everyone slave to you, do whatever you want.

Herkesi kendine kul edebilirsin, istediğini yapabilirsin.

And in the form of a conversation with a slave boy,

ve bir köle oğlanla konuşma şeklinde,

Tom asked him again: "Where is my money? Answer me, slave!"

Tom yine ona sordu: "Param nerede? Bana cevap ver, köle!"

The slave has his pride; he agrees to obey only the most vigorous despot.

Kölenin gururunu vardır; o sadece en güçlü despota itaat etmeyi kabul eder.

One early account of his rescue holds that a Ligurian slave saved the Roman consul,

Nasıl kurtarıldığıyla ilgili ilk söylenegelen, Liguryalı bir kölenin Romalı Konsülü kurtardığı.

Everyone was very surprised to discover that the slave girl was in reality a princess.

Herkes köle kızın gerçekte bir prenses olduğunun keşfedilmesine çok şaşırmıştı.

In Egypt, the Mamluks were a warrior caste of slave origin, trained from a young age

Memlükler genç yaşlardan beri savaşmak için yetiştirilen köle kökenli bir toplumdu.

If you think that you are going to make me your slave, you can forget it.

Beni köleniz yapacağınızı düşünüyorsanız, onu unutabilirsin.

Kemal Tahir narrates the occupation days of Istanbul in 1920s in his book named "The People Of The Slave City".

Kemal Tahir "Esir Şehrin İnsanları" isimli kitabında İstanbul'un 1920'li yıllardaki işgal günlerini anlatır.

There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus.

Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz.