Examples of using "Grappling" in a sentence and their turkish translations:
O hâlâ dini inançlarla boğuşuyor.
Uydurma bir tırmanma çengeline benzedi. Pekâlâ.
Aynı eski sorunla uğraşmaya devam ediyor gibi görünüyoruz.
Peki ya Avrupa? Avrupa ölümle boğuşuyor. Çünkü bizler bu virüsü yeterince ciddiye almadık.
Merkezi Çin'de Yangtze nehri boyunca şehirler ve taşra 50 yıldan daha fazla bir süredir ülkenin en kötü kuraklığı ile boğuşuyor.