Translation of "Seem" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Seem" in a sentence and their turkish translations:

- You seem mad.
- You seem upset.

Deli görünüyorsun.

- You seem busy.
- They seem busy.

Onlar meşgul görünüyor.

- You look smart.
- You seem intelligent.
- You seem smart.
- You seem sharp.

- Akıllı görünüyorsun.
- Zeki görünüyorsun.

- It doesn't seem fair.
- That doesn't seem fair.

Bu adil görünmüyor.

- You seem very scared.
- You seem very afraid.

Çok korkmuş görünüyorsun.

- Tom didn't seem satisfied.
- Tom didn't seem pleased.

Tom memnun görünmüyordu.

- Tom didn't seem to be ready.
- Tom didn't seem prepared.
- Tom didn't seem ready.

Tom hazır görünmüyordu.

- Tom didn't seem to be upset.
- Tom didn't seem upset.
- Tom didn't seem to be sad.
- Tom didn't seem sad.

Tom üzgün görünmüyordu.

Does not seem

görünmüyor

You seem content.

Hoşnut görünüyorsun.

You seem stressed.

Gergin görünüyorsun.

You seem happy.

Mutlu görünüyorsun.

They seem surprised.

Onlar şaşırmış görünüyor.

You seem distant.

Sen uzak görünüyorsun.

You seem excited.

Heyecanlı görünüyorsun.

They seem worried.

Onlar endişeli görünüyor.

They seem upset.

Onlar üzgün görünüyorlar.

You seem familiar.

Tanıdık görünüyorsun.

They seem happy.

Onlar mutlu görünüyorlar.

They seem fine.

Onlar iyi görünüyorlar.

They seem moved.

Onlar taşınmış görünüyorlar.

They seem scared.

Onlar korkmuş görünüyorlar.

They seem serious.

Onlar ciddi görünüyorlar.

They seem unstoppable.

Onlar durdurulamaz görünüyor.

You seem angry.

Kızgın görünüyorsun.

You seem better.

Daha iyi görünüyorsun.

You seem confused.

Kafan karışmış görünüyorsun.

You seem depressed.

Depresyonda görünüyorsun.

You seem disoriented.

Şaşırmış görünüyorsun.

You seem distracted.

Delirmiş görünüyorsun.

You seem down.

Çökmüş görünüyorsun.

You seem fine.

İyi görünüyorsun.

You seem nervous.

Sinirli görünüyorsun.

You seem nice.

Güzel görünüyorsun.

You seem perfect.

Mükemmel görünüyorsun.

You seem preoccupied.

Kaygılı görünüyorsun.

You seem skeptical.

Şüpheci görünüyorsun.

You seem surprised.

Şaşırmış görünüyorsun.

You seem troubled.

Rahatsız edilmiş görünüyorsun.

You seem worried.

Endişeli görünüyorsun.

You seem lazy.

Sen tembel görünüyorsun.

These seem interesting.

Bunlar ilginç görünüyor.

You seem baffled.

Şaşırmış görünüyorsun.

You seem confident.

Kendinden emin görünüyorsun.

You seem sad.

Üzgün görünüyorsun.

You seem optimistic.

Sen iyimser görünüyorsun.

You seem unreliable.

Güvenilmez görünüyorsun.

You seem articulate.

Sen konuşkan görünüyorsun.

You seem unperturbed.

Soğukkanlı görünüyorsun.

You seem unconcerned.

Umursamaz görünüyorsun.

You seem resourceful.

Sen becerikli görünüyorsun.

You seem unenthusiastic.

Sen isteksiz görünüyorsun.

You seem incompetent.

Beceriksiz görünüyorsun.

You seem intelligent.

- Akıllı görünüyorsun.
- Zeki görünüyorsun.

You seem unhappy.

Mutsuz görünüyorsun.

You seem unsure.

Emin görünmüyorsun.

You seem sharp.

Zeki görünüyorsun.

- Tom didn't seem happy.
- Tom did not seem happy.

Tom mutlu görünmüyordu.

- You look troubled.
- You seem preoccupied.
- You seem anxious.

Endişeli görünüyorsun.

- Tom didn't seem to be drunk.
- Tom didn't seem to be intoxicated.
- Tom didn't seem intoxicated.

Tom sarhoş gibi görünmüyordu.

- Tom did not seem too sorry.
- Tom didn't seem to be too upset.
- Tom didn't seem too sorry.
- Tom didn't seem to be very upset.
- Tom didn't seem very upset.
- Tom didn't seem very sad.

Tom çok üzgün görünmüyordu.

- You seem very busy.
- You seem to be very busy.

Çok meşgul görünüyorsun.

- Tom doesn't seem very satisfied.
- Tom doesn't seem very pleased.

Tom çok memnun görünmüyor.

- Tom didn't seem certain.
- Tom didn't seem to be certain.

Tom emin görünmüyordu.

- Tom doesn't seem to mind.
- Tom doesn't seem to care.

Tom umursuyor gibi görünmüyor.

Either be as you seem or seem as you are.

- Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.
- Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün.

- You seem to be really busy.
- You seem really busy.

Gerçekten meşgul görünüyorsun.

- You seem happy enough.
- You seem to be happy enough.

Yeterince mutlu görünüyorsun.

- Tom didn't seem too angry.
- Tom didn't seem too mad.

Tom çok kızgın görünmüyordu.

- Tom didn't seem very impressed.
- Tom didn't seem too impressed.

Tom çok etkilenmiş görünmüyordu.

- Tom didn't seem very sleepy.
- Tom didn't seem too sleepy.

Tom çok uykulu görünmüyordu.

- Tom didn't seem very hungry.
- Tom didn't seem too hungry.

Tom çok aç görünmüyordu.

- Tom and Mary seem scared.
- Tom and Mary seem afraid.

Tom ve Mary korkmuş görünüyorlar.

- Tom didn't seem to be confused.
- Tom didn't seem confused.

Tom kafası karışmış gibi görünmüyordu.

- Tom didn't seem very nervous.
- Tom didn't seem very tense.

Tom çok gergin görünmüyordu.

- Tom didn't seem to be sleepy.
- Tom didn't seem sleepy.

Tom uykulu görünmüyordu.

- Tom didn't seem to be bored.
- Tom didn't seem bored.

Tom sıkılmış görünmüyordu.

- Tom didn't seem to be disappointed.
- Tom didn't seem frustrated.

Tom hayal kırıklığına uğramış görünmüyordu.

- Tom didn't seem to be shy.
- Tom didn't seem shy.

Tom utangaç görünmüyordu.

Did Tom seem upset?

Tom üzgün görünüyor muydu?

She didn't seem interested.

O, ilgili görünmüyordu.

You seem distracted today.

Bugün kendinden geçmiş görünüyorsun.

It may seem odd.

Tuhaf gelebilir.

You always seem tired.

Her zaman yorgun görünüyorsun.

Did Tom seem happy?

Tom mutlu görünüyor muydu?

They seem so happy.

Onlar çok mutlu görünüyor.

They don't seem happy.

Onlar mutlu görünmüyorlar.

You seem very busy.

Çok yoğun görünüyorsun.

You don't seem happy.

- Mutlu görünmüyorsun.
- Sen mutlu görünmüyorsun.

You seem quite happy.

Çok mutlu görünüyorsun.

Did something seem wrong?

Bir şey yanlış göründü mü?

You seem pretty certain.

Oldukça emin görünüyorsun.

Tom didn't seem interested.

Tom ilgili görünmüyordu.

You seem really familiar.

Gerçekten tanıdık görünüyorsun.

Does that seem wise?

O akıllıca görünüyor mu?

It didn't seem wrong.

O hatalı görünmüyordu.

It didn't seem right.

O doğru görünmüyordu.