Examples of using "Hook" in a sentence and their turkish translations:
Oltayı yemledim.
- Sen kurtuldun.
- Sen paçayı kurtardın.
Tom oltaya yem taktı.
sol kancam için bir kayış sistemi tasarladım.
Ceketini askıya as.
Şapkanı askıya as.
Oltayı senin için yemledim.
- Telefon mükemmeldi.
- Telefonun ahizesi açık kalmıştı.
- Tom oltaya yem taktı.
- Tom olta iğnesine yem koydu.
Oltaya yem taktım.
Tom henüz paçayı sıyırmadı.
İlginç bir balık oltada.
O, oltaya canlı yem taktı.
O, ceketini bir askıya astı.
O, ceketini askıya astı.
Tom çengele bir solucan taktı.
Tom ceketini kancaya astı.
Tom ceketini kancaya astı.
Tom anahtarlarını kancaya astı.
Telefonun kesildiğini biliyor muydun?
Ceketini oradaki o çengele as.
Ceketini kapının yanındaki askıya as.
Tyson bir sol kroşe ile yumruk izledi.
Tom kancayı balığın ağzından çıkardı.
Uydurma bir tırmanma çengeline benzedi. Pekâlâ.
Birkaç ısırık geldi, ama bir balık yakalayamadım.
Halk olta iğnesi, olta ve olta kurşunu aldı, değil mi?
Yeğenim hâlâ genç olduğu için cezadan kurtuldu.
Pekâlâ, şu çengelli iğneden basit bir kanca yapacağım.
Bir balıkçı onu bir kancaya taktığı zaman, bir solucan sessizce çığlık atar mı?
Sanırım oltaya yeni bir yem takmamın zamanıdır.
Tom ceketini çıkardı ve onu kapının arkasındaki kancaya astı.
Tom'la nasıl tanıştın?
Herkes partide sizi bekliyor olacak. Siz şöyle ya da böyle gelmek zorundasınız.