Translation of "Religious" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Religious" in a sentence and their turkish translations:

- He is not religious.
- He's not religious.

O, dindar değildir.

- Tom isn't religious.
- Tom is not religious.

- Tom dindar değildir.
- Tom inançlı değildir.

- He is not religious.
- He's not a religious man.
- He's not a religious person.
- He's not religious.

O, dindar değil.

- He's not a religious man.
- He's not a religious person.
- He's not religious.

O, dindar bir adam değil.

- I'm not very religious.
- I'm not really religious.

Ben gerçekten dindar değilim.

She's very religious.

O çok dindar.

Are you religious?

Sen dindar mısın?

He's very religious.

O çok dindar.

Tom is religious.

- Tom dindardır.
- Tom dini bütündür.

I'm not religious.

Ben dindar değilim.

- Tom is a religious nut.
- Tom is a religious fanatic.

Tom dini bir fanatiktir.

- He's not a religious man.
- He's not a religious person.

O dindar bir kişi değil.

religious, political or otherwise.

paylaşmasak bile birlikte yaşayabiliriz.

Tom is very religious.

- Tom çok dindardır.
- Tom çok dindar.

You are religious, right?

Dindarsın, değil mi?

Tom is not religious.

Tom inançlı değildir.

Tom isn't very religious.

Tom çok dindar değil.

I'm not very religious.

Ben çok dindar değilim.

I support religious freedom.

- Din özgürlüğünü destekliyorum.
- Dinsel özgürlüğü destekliyorum.

- Halloween is not a religious holiday.
- Halloween isn't a religious holiday.

Cadılar Bayramı dini bir bayram değildir.

Our politicians, our religious leaders,

Siyasetçilerimizin, dini liderlerimizin -- elbette saygı çerçevesinde --

We've seen religious care centers

Sanayi Devrimi'ne kadar

The religious system merchant money

ağalık sistemi başlık parası din tüccarları

She listens to religious music.

O, dini müzik dinler.

Atheism isn't a religious belief.

Ateizm dinî bir inanç değildir.

You're very religious, aren't you?

Çok dindarsın, değil mi?

Are you a religious person?

Siz dindar bir kişi misiniz?

I've lost my religious faith.

Dinsel inancımı yitirdim.

He has no religious mind.

Onun hiçbir dini düşüncesi yok.

I don't consider myself religious.

Kendimi dindar olarak düşünmüyorum.

What is a religious sect?

Dinsel mezhep nedir?

Tom isn't a religious person.

Tom dindar bir insan değil.

What is a religious cult?

Dini tarikat nedir?

The Inca were religious people.

İnkalar dindar insanlardı.

They also promised religious freedom.

Onlar ayrıca dini özgürlük sözü verdi.

He had strong religious beliefs.

Onun güçlü dini inançları vardı.

Tom isn't a religious man.

Tom dindar bir adam değil.

I'm not really very religious.

Gerçekten çok dindar değilim.

Tom's family is very religious.

Tom'un ailesi çok dindardır.

Are you a religious fanatic?

Dindar bir fanatik misiniz?

She's a very religious woman.

O çok dindar bir kadın.

Fadil's family is very religious.

Fadıl'ın ailesi çok dindardır.

We must fight religious fundamentalism.

Aşırı dinsel tutuculuğa karşı savaşmalıyız.

Layla had deep religious convictions.

Leyla'nın derin dinsel inançları vardı.

Tom has strong religious beliefs.

Tom'un güçlü dini inançları var.

Tom wasn't a religious man.

Tom bir din adamı değildi.

Sami is a religious man.

Sami dindar bir adamdır.

Tom is a religious man.

Tom dindar bir adam.

Tom is a religious fanatic.

- Tom dincidir.
- Tom yobaz biri.

They aren't religious, are they?

Dindar değiller, değil mi?

Tom joined a religious cult.

- Tom bir dinî tarikata girdi.
- Tom tarikata katıldı.

Tom is a religious zealot.

Tom bir din adamıdır.

Tom belonged to a religious order.

Tom bir tarikata üyeydi.

The Quakers are a religious people.

Quakerler dindar insanlardır.

Others came to escape religious persecution.

Diğerleri dini zulümden kaçmak için geldi.

Religious belief predominates in this region.

Bu bölgede dini inanç ağır basar.

Parents and religious leaders criticized him.

Ebeveynler ve dini liderleri onu eleştirdi.

The Inca were a religious people.

İnkalar dindar milletti.

Tom is a very religious man.

Tom çok dindar bir adamdır.

Tom's whole family is very religious.

Tom'un bütün ailesi çok dindar.

Layla was a very religious person.

Leyla çok dindar bir kişiydi.

Tom is a very religious person.

Tom çok dindar bir kişidir.

Tom isn't a very religious person.

Tom çok dindar bir kişi değildir.

- I know that Tom is a religious fanatic.
- I know Tom is a religious fanatic.

Tom'un kökten dinci olduğunu biliyorum.

religious merchants having toys in their hands

din tüccarlarının elinde oyuncak olması

Some Middle-Easterners seek more religious solutions.

Bazı Orta Doğulular daha dindar çözümler arıyor.

He is still grappling with religious beliefs.

O hâlâ dini inançlarla boğuşuyor.

Tom and Mary weren't religious at all.

Tom ve Mary hiç dini bütün değildi.

She was a narrow-thinking religious girl.

O dar görüşlü dindar bir kızdı.

Some religious people can be very judgemental.

Bazı dindar insanlar çok yargılayıcı olabilir.

It's a good thing to be religious.

Dindar olmak iyi bir şeydir.

Some religious people can be very judgmental.

Bazı dindar insanlar yargılayıcı olabilir.

Some religious people can be very judgy.

Bazı dindar insanlar çok yargılayıcı olabilir.

Dan was a very devout religious individual.

Dan çok dini bütün dindar bir bireydi.

The religious man remained kneeling for hours.

Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı.

Tom doesn't appear to be very religious.

Tom çok dindar gibi gözükmüyor.

How often do you attend religious services?

Ne sıklıkta dini hizmetlere katılıyorsunuz?

Layla comes from a strict religious background.

Leyla sıkı bir dini geçmişten geliyor.

My grandmother thinks that I am religious.

Büyükannem dindar olduğumu düşünüyor.

Do you consider yourself a religious person?

Kendinizi dindar biri olarak görüyor musunuz?

Not so religious but laid-back, fairly liberal.

çok dindar değil, rahat, oldukça özgürlükçü.

And many of our first wars were religious.

ve ilk savaşlarımızın çoğu dinseldi.

Speaking of religious matters is a delicate affair.

Dini meseleler hakkında konuşmak hassas bir mevzudur.

Religious education is prohibited at a public school.

Bir devlet okulunda dinsel eğitim yasaklandı.

He has engaged in religious activity since then.

O zamandan beri dini etkinliklerle uğraşıyor.

He is tolerant in religious belief of others.

O başkalarının dinsel inançlarına karşı hoşgörülüdür.

Full religious freedom is assured to all people.

Tam din özgürlüğü tüm insanlar için güvence altına alınmıştır.

She was born into a very religious family.

Çok dindar bir ailede dünyaya geldi.

What would Jesus think about modern religious conservatives?

İsa modern dini muhafazakârlar hakkında ne düşünürdü?

Tom grew up in a very religious family.

Tom çok dindar bir ailede büyüdü.

Layla had religious inscriptions in her business card.

Leyla'nın kartvizitinde dini yazılar vardı.

Like our religious symbols created thousands of years ago,

Binlerce yıl önce yaratılan dini sembollerimiz gibi

I was the CEO of a large religious nonprofit,

Kâr amacı gütmeyen dini bir kuruluşun yönetim kurulu başkanı,

A religious and social value that prevents its prejudice.

toplumlarında yaymak istediği şey olan, Şii çevrelerde haz fikrini açacağı yönünde.

He wants to make the country more openly religious.

Ülkeyi açıkça dindar yapmak istiyor.

I'll try to write about ethnic and religious minorities.

Ben etnik ve dini azınlıklar hakkında yazmaya çalışacağım.

- Tom is a believer.
- Tom is a religious man.

Tom bir mümin.