Translation of "Seriously" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Seriously" in a sentence and their turkish translations:

Seriously?

- Sahi mi?
- Gerçekten mi?
- Valla mı?
- Esas mı?
- Harbi mi?
- Harbiden mi?
- Sahiden mi?
- Hakikaten mi?
- Harbici misin?
- Cidden mi?

Oh! Seriously?

Ah! Gerçekten mi?

- You are seriously ill.
- You're seriously ill.

Sen ağır hastasın.

- We take that seriously.
- We take it seriously.
- We're taking it seriously.

Biz onu ciddiye alıyoruz.

- We take it seriously.
- We're taking it seriously.

Biz onu ciddiye alıyoruz.

I speak seriously.

Ben ciddi bir şekilde konuşuyorum.

Take me seriously.

Beni ciddiye al.

Let's talk seriously.

Ciddi olarak konuşalım.

- Tom was not seriously injured.
- Tom wasn't seriously injured.

Tom ağır yaralı değildi.

- No one takes you seriously.
- No one takes her seriously.

Kimse seni ciddiye almıyor.

And take it seriously

Ve ah, gerçek beni tanımanı istedim

Seriously? I haven't noticed.

Cidden mi? Ben fark etmedim.

Don't take it seriously.

- Onu ciddiye almayın.
- Onu ciddiye alma.

- Oh! Really?
- Oh! Seriously?

- Oh! Gerçekten mi?
- Ah! Gerçekten mi?

Seriously, stay in touch.

Ciddi olarak irtibatta kal.

I must learn seriously.

Ciddi bir şekilde öğrenmeliyim.

Are you seriously ill?

Ağır hasta mısın?

I seriously doubt it.

- Bundan gerçekten şüphe ediyorum.
- Bundan gerçekten şüphe ederim.

I seriously doubt that.

Ondan ciddi olarak şüphe ediyorum.

He means it seriously.

Ciddi bir biçimde bunu demek istiyor.

I'm taking it seriously.

Onu ciddiye alıyorum.

I'm seriously considering it.

Ben bunu ciddi şekilde düşünüyorum.

That can't be! Seriously?

- O olamaz! Cidden mi?
- Bu olamaz! Cidden mi?

Harry fell seriously ill.

Harry ağır hasta oldu.

Tom was seriously wounded.

Tom ağır yaralandı.

We're just friends. Seriously!

Biz sadece arkadaşız. Ciddi olarak!

They took me seriously.

Onlar beni ciddiye aldı.

I take life seriously.

Ben hayatı ciddiye alırım.

Seriously, I’m not lying.

Cidden, yalan söylemiyorum.

I'm considering it seriously.

Bunu ciddi olarak düşünüyorum.

Tom is seriously mistaken.

Tom cidden hatalı.

He takes everything seriously.

O her şeyi ciddiye alır.

Tom wasn't seriously hurt.

Tom ciddi şekilde incinmedi.

I'm taking this seriously.

Ben bunu ciddiye alıyorum.

Both were seriously wounded.

Her ikisi de ağır yaralandı.

Barney was wounded seriously.

Barney ağır şekilde yaralandı.

Tom wasn't seriously wounded.

Tom ağır yaralı değildi.

I take myself seriously.

Ben kendimi ciddiye alırım.

We're also seriously undermanned.

Biz de cidden az çalışanlıyız.

I mean that seriously.

Ciddi olarak onu kastediyorum.

Layla was seriously ill.

Leyla ağır biçimde hastaydı.

Tom is seriously ill.

- Tom ağır biçimde hasta.
- Tom ciddi biçimde hasta.

We're just friends, seriously!

Biz sadece arkadaşız, cidden!

I wasn't seriously injured.

Ben ciddi yaralanmadım.

I wasn't seriously hurt.

Ben ciddi olarak yaralanmadım.

Tom isn't seriously ill.

Tom ağır hasta değil.

Sami took that seriously.

Sami onu ciddiye aldı.

- Tom could've been seriously injured.
- Tom could have been seriously injured.

Tom ağır yaralanabilirdi.

- I think you're seriously wrong.
- I think that you're seriously wrong.

Bence ciddi biçimde hatalısın.

- Tom always takes things so seriously.
- Tom always took things so seriously.

Tom her zaman işleri çok ciddiye alır.

Someone was taking me seriously!

Hele şükür biri beni ciddiye aldı.

So I invite everyone seriously

Bu yüzden herkesi ciddiyete davet ediyorum

She was not seriously injured.

O ağır yaralı değildi.

My mother is seriously ill.

Annem ağır hasta.

Tom never took Mary seriously.

Tom asla Mary'yi ciddiye almadı.

My friend is seriously injured.

Arkadaşım ciddi şekilde yaralandı.

His car was seriously damaged.

Arabası ciddi hasar gördü.

I don't take them seriously.

Onları ciddiye almıyorum.

No one takes us seriously.

Kimse bizi ciddiye almıyor.

Luckily nobody was seriously injured.

Neyse ki kimse ağır yaralanmadı.

You take things too seriously.

İşleri çok ciddiye alıyorsun.

You'd better take this seriously.

Bunu ciddiye alsan iyi olur.

You're taking Tom too seriously.

Tom'u çok ciddiye alıyorsun.

You're not taking me seriously.

Beni ciddiye almıyorsun.

Tom takes himself too seriously.

Tom kendisini çok ciddiye alır.

Tom is taking this seriously.

Tom bunu ciddiye alıyor.

Tom doesn't take Mary seriously.

Tom Mary'yi ciddiye almıyor.

Tom might be seriously ill.

Tom ağır hasta olabilir.

Tom takes yoga very seriously.

Tom yogayı çok ciddiye alıyor.

Tom takes everything too seriously.

Tom her şeyi çok ciddiye alır.

Tom took everything too seriously.

Tom her şeyi çok ciddiye aldı.

No one takes me seriously.

Kimse beni ciddiye almıyor.

No one takes Tom seriously.

Kimse Tom'u ciddiye almıyor.

We've got to talk seriously.

Biz ciddi olarak konuşmak zorundayız.

She took my joke seriously.

O benim espriyi ciddiye aldı.

Are you very seriously ill?

Çok ağır hasta mısın?

I take my health seriously.

Ben, sağlığımı ciddiye alıyorum.

Don't take it so seriously.

Onu, o kadar ciddiye alma.

Don't take Tom too seriously.

Tom'u çok ciddiye alma.

I take my job seriously.

İşimi ciddiye alırım.

They wouldn't take me seriously.

Onlar beni ciddiye almadı.

I'm seriously annoyed with Tom.

Ben ciddi olarak Tom'a kızgınım.

Tom is seriously considering that.

Tom bunu ciddi şekilde düşünüyor.

Tom might be seriously injured.

Tom ciddi biçimde yaralanmış olabilir.

Tom has been seriously injured.

Tom ciddi bir şekilde yaralandı.

I'm seriously considering getting married.

Evlenmeyi ciddi olarak düşünüyorum.

Someone could get seriously hurt.

Biri ciddi olarak yaralanabilir.

Do you seriously believe that?

Buna cidden inanıyor musun?

Tom doesn't take things seriously.

Tom işleri ciddiye almaz.

Don't take yourself so seriously.

- Kendini çok ciddiye alma.
- Kendini o kadar ciddiye alma!

I didn't take it seriously.

Onu ciddiye almadım.

Tom could be seriously injured.

Tom ağır bir şekilde yaralanabilirdi.

They might take you seriously.

Onlar seni ciddiye alabilir.

I think I'm seriously addicted.

Cidden bağımlı olduğumu düşünüyorum.

I'm seriously annoyed with them.

Onlara ciddi şekilde kızgınım.

I'm seriously annoyed with him.

Ona ciddi şekilde kızgınım.