Examples of using "Zichtbaar" in a sentence and their turkish translations:
Dili, gözle görülür hâlde.
Bu kilometrelerce öteden görülür.
Sabah olunca tüm avcılar onları görebilir.
Yani, çok hızlı bir şekilde etki göstermesinin yanında
Bunlar, insan ve maymunların görebildiği aralığın ötesindeki dalga boylarıdır.
Bu ürkünç ışık, insan gözüyle görülmüyor.
Aynı zamanda onları ele veriyor. Çoğu av hüsranla sonlanıyor.
Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.
Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.
Açık havada, Estonya kıyısı Helsinki'den görülebilir.
Kule buradan görülebilir.
En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.
Bu savunma ancak karanlık çökünce belli olur. Resife mavi ışık vurunca neler olduğu gözler önüne serilir.