Examples of using "Bijna" in a sentence and their turkish translations:
Neredeyse.
Neredeyse açlıktan ölüyorduk.
Edilebilir de.
- Neredeyse orada.
- Çok az kaldı.
Neredeyse her zaman.
Yaklaşık üç.
- Kapatın.
- Kapat.
Tom neredeyse ölüyordu.
Neredeyse açlıktan ölüyordum.
Neredeyse işe yarayacaktı.
Neredeyse herkes geldi.
Neredeyse ölüyordun.
Neredeyse uyuyordu.
Neredeyse ağladım.
Tom neredeyse ağladı.
Tom neredeyse boğuluyordu.
Neredeyse üç.
yaklaşık iki bin çeşit erik
oradaki ıstakozları koruyorlar.
Çok az kaldı.
Karanlık çökmek üzere.
- İlkbahar yakında gelecek.
- Yakında ilkbahar olacak.
Neredeyse yoğun saatler.
Neredeyse herkes davet edildi.
Neredeyse öğle idi.
Neredeyse bitti.
Biz neredeyse oradayız.
Neredeyse açlıktan ölüyorlardı.
Neredeyse boğuluyordu.
Yakında yaz tatili olacak.
Neredeyse her şey geliştirilmektedir.
Neredeyse hazırım.
Neredeyse imkansız.
O, neredeyse boğuluyordu.
Neredeyse haklısın.
- Neredeyse bitirdik.
- Biz neredeyse bitirdik.
Hemen hemen herkes onu yapar.
Tom neredeyse yakalandı
Neredeyse yakalandık.
Neredeyse Noel .
O altmışa yakındır.
- Neredeyse boğuluyordum.
- Neredeyse boğuldum
Yakında hazır olacak.
Neredeyse donarak ölüyorduk.
Tom neredeyse bayılacaktı.
O neredeyse mükemmel.
Ben neredeyse körüm.
Tom neredeyse sağır.
Neredeyse hiç ağlamam.
Neredeyse kazandım.
Neredeyse tüm köpekler hayatta.
Tom neredeyse her gün buraya gelir.
İşim hemen hemen bitti.
Brezilya'nın hemen hemen 200 milyon nüfusu vardır.
Doktoramı bitirmek üzereyken,
Yavrular tam erişkinliğe yaklaşmış olsalar da
Tatil bitmek üzeredir.
Saat yaklaşık 12:00.
Neredeyse saat on.
Neredeyse herkes iyi yemeği takdir ediyor.
Kutu neredeyse boş.
Saat yediye geliyor.
- Akşam yemeği hazır olmak üzeredir.
- Akşam yemeği neredeyse hazır.
Yakında benim doğum günüm.
Ben neredeyse unutuyordum.
- Noel şimdi çok yakın.
- Noel artık çok yakın.
O, hemen hemen her zaman evdedir.
Saat neredeyse yedi buçuktur.
- Benim ev ödevi neredeyse tam.
- Ev ödevim neredeyse hazır.
O neredeyse buraya her gün gelir.
İş neredeyse bitti.
Neredeyse her şeyi anladım.
Tom neredeyse hiç salatalık yemez.
Neredeyse bana çarpıyordun.
Ölü sayısı 500'e yaklaşıyor.
- Biz tam erkek kardeşler gibiyiz.
- Biz neredeyse erkek kardeşler gibiyiz.
Toplantı neredeyse bitmek üzere.
Hemen hemen herkes zamanında geldi.
Tom neredeyse Mary'yi hiç aramaz.
Restoran neredeyse boştu.
Sınıf neredeyse boştu.
Tom neredeyse beni ikna etti.