Examples of using "Alle" in a sentence and their turkish translations:
kızgınlık
Öğrencilerin hepsi güldü.
Bütün pencereleri kapa.
Bütün insanlar ölmeli.
Öğrencilerin hepsi mevcuttu.
Tüm otobüsler dolu.
"Her insan ölecektir." "Her insan hizmet edecektir."
tarıma elverişli sistemler,
Tüm öğrenciler alkışladılar.
Bütün oğlanlar dans ediyorlardı.
Her hakkı saklıdır.
Çocukların hepsi oturuyor.
Bütün katilleri öldür!
Bütün bebekler ağlar.
- Bütün zombileri öldür.
- Tüm zombileri öldürün.
- Tüm telefonlar çalıyordu.
- Bütün telefonlar çalıyordu.
- Bütün atlar hayvandır ama bütün hayvanlar at değildir.
- Tüm atlar hayvandır ama tüm hayvanlar at değildir.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
Tüm insanlar eşittir.
- Tüm oturaklar ayrılmış.
- Tüm oturma yerleri tutulmuş.
Kabinenin her üyesi mevcuttu.
- Bütün üyeler hazır bulundu.
- Tüm üyeler mevcuttu.
Sütün hepsi döküldü.
Tüm erkekler çalışkandır.
Bütün insanlar hava solur.
Yaprakların hepsi döküldü.
Bütün elmalar kırmızıdır.
Bütün kuşlar uçabilir mi?
Bütün doktorlar sağlıklı mı?
Bütün barlar kapalı mı?
Tüm toplar sarı.
Tüm köpekler sadıktır.
- Tüm kadınlar güzeldir.
- Bütün kadınlar güzeldir.
Bütün öğrenciler mevcut.
- Tüm park yerleri dolu.
- Park yapılabilecek bütün yerler dolmuş.
Bütün sözlükler hata içerir.
Herhangi biri bunu yapar.
Bütün insanlar para isterler.
Bütün köpekler canlı.
Bütün insanlar ölmeli.
Tom hayranlığı hak ediyor.
Bütün kuğular beyaz mı?
Bütün polisler piçtir.
Bütün kuşların tüyleri vardır.
Bütün kuşların tüyleri var mı?
- Herkes güverteye!
- Herkes el atsın!
Neredeyse tüm köpekler hayatta.
Bütün askerler yan yana durdu.
püf noktalar, araç gereçler, ustalık --
Tüm bu engeller geride kaldı.
Tüm kuşlar uçamaz.
O, bütün umutlarından vazgeçti.
Bütün pastayı kim yedi?
Ben ikisini de seviyorum.
Tüm sarışınlar aptal değildir.
Tüm erkek çocuklar beyzbol oynamaktan hoşlanır.
Bütün soruları yanıtlamak zorunda mıyım?
Para bütün kapıları açar.
- Zaman bütün yaraları iyileştirir.
- Zaman her şeyin ilacıdır.
- Tüm kurabiyeleri kim yedi?
- Bütün kurabiyeleri kim yedi?
Bu bütün çocukları mutlu yapıyor.
Biz her gün TV izleriz.
- Her hayvan vahşi değildir.
- Tüm hayvanlar vahşi değildir.
Üçümüz de öğrenciyiz.
Bütün öğrenciler mevcut değildi.
Tüm yollar Roma'ya çıkar.
Yolcuların hepsi gemide mi?
Tüm soruları cevaplayabildim.
Bob, tüm sorulara cevap verebilir.
Üç çocuğun hepsi güldü.
O, kitapta her hileyi kullandı.
Ben kibarca selamladım.
Polis bütün evleri ziyaret etti.
- Her tip kitabı okurum.
- Her tür kitabı okudum.
O, bütün pencereleri açık tuttu.
Bütün yollar Elsinore'a çıkar.
Tom tüm gerçeklere sahip değil.
Tüm Müslümanlar Ramazana riayet etmez.
Bütün atlar saman yemez.
Bütün Müslümanlar Arap değildir.
İnsanların hepsi akıllı değildir.
Bu insanlar, bütün yabancılardan nefret ederler.
Tüm kurabiyeleri kim yedi?