Translation of "Vangen" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Vangen" in a sentence and their turkish translations:

Katten vangen muizen.

Kediler fareleri yakalar.

Hoe moeten we hem vangen?

Peki onu yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız?

...en zelf een stuk wild vangen.

ve bir şey yakalamaya çalışırım.

...en proberen de slang te vangen.

ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.

...en proberen de slang te vangen. Oké.

ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.

Dus wil je er nog eentje vangen?

bir tane daha yakalayıp yakalayamayacağınızı görmek ister misiniz?

Ze houden zorgvuldig bij wat ze vangen,

Ne yakaladıkları konusunda titizler.

Maar dan moeten ze die eerst vangen.

Tabii yakalayabilirse.

Stekende tentakels vangen minuscule wezens die langszweven.

Yanlarından süzülen ufak yaratıkları yakalamaya yarayan, sokucu dokunaçlar.

Hij kan ze niet middels zicht vangen.

Onları görerek yakalayamaz.

We zetten vallen om kakkerlakken te vangen.

Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.

Als we geluk hebben vangen we een schorpioen.

Şansımız varsa bir akrep yakalarız.

Ik vind het leuk om vliegen te vangen.

Sinek yakalamayı severim.

Wat is de beste manier om voedsel te vangen?

Yiyecek yakalamak için en iyi ihtimalimiz ne?

We willen hem vangen en in deze waterfles stoppen.

Tamam, bu ufaklığı alıp onu bu su şişesine koymalıyız.

We vangen ongeveer 1,4 miljard kilo vis per jaar.

her yıl 1,4 milyar kg balık yakalanır.

Ik heb je hulp nodig om beestjes te vangen.

Bu börtü böceği yakalamak için yardımınıza ihtiyacım var.

Dus we moeten zo veel mogelijk giftige dieren vangen.

Olabildiğince fazla sayıda zehirli yaratık yakalamaya çalışacağız.

Dus hoe kun je die winden van geluk vangen?

O halde şans rüzgarlarını nasıl yakalayacaksınız?

Probeer hem te vangen voor hij het gat in gaat.

O deliğe girmeden önce yakalamaya çalışalım.

We vangen hem niet opnieuw. Ik moet dit laten behandelen.

Onu bir daha yakalayamayız, bunu tedavi ettirmem gerek.

Je begint een zeil te maken om geluk te vangen.

Şansı yakalamak için bir yelken yaparak başlayın.

Er is een dief nodig om een dief te vangen.

- Çivi çiviyi söker.
- Dinsizin hakkından imansız gelir.

Tom wist niet wat met de kliekjes aan te vangen.

Tom artık yemeği ne yapacağını bilmiyordu.

Dus dit is zo'n val... ...ontworpen om kleine dieren te vangen.

Pekâlâ, bu küçük hayvanları yakalamak için tasarlanmış bir tuzak.

Naar het bevroren meer gaan... ...een gat graven en vis vangen.

ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.

...of vangen we een vis met larven in het bevroren meer?

yoksa larvaları alıp donmuş gölde balık mı avlayalım?

Wat is de beste manier om een giftig reptiel te vangen?

Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?

Speciale schubben op zijn lichaam vangen drukgolven op van passerende vissen.

Vücudundaki özel pullar geçen balıkların yaydığı basınç dalgalarını algılıyor.

Het is tijd om te leren zwemmen en vis te vangen.

Yüzmeyi ve balık yakalamayı öğrenme vakitleri geldi.

De kat joeg op de muis, maar kon ze niet vangen.

Kedi fareyi kovaladı ama yakalayamadı.

...kunnen we ze alle drie vangen in de tijd die ervoor staat.

sahip olduğumuz sınırlı zamanda üçünü birden yakalama şansımız var.

Als je denkt dat je de ratelslang vanaf hier nog kunt vangen...

Hâlâ o çıngıraklı yılanı yakalayabileceğinizi düşünüyorsanız

Zoals wereldjes rond een ster plaatsen om gratis zonlicht op te vangen,

Mesela güneş ışığından faydalanmak için bir yıldızın çevresine bir obje koymak,

Dus je wil 'n schaap vangen en 't gebruiken om warm te blijven?

Isınmak için koyun yakalamayı denemek istiyorsunuz demek?

Wat is de beste manier om 's nachts een ronddolende schorpioen te vangen?

Gece çölde bir akrep yakalamanın en iyi yolu nedir?

Als je denkt dat je de tarantula kunt vangen... ...kies dan 'Opnieuw proberen'.

Hâlâ bir tarantula yakalayabileceğinize inanıyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.

Zijn ogen bestaan uit duizenden kleine lensjes... ...en vangen elk beschikbaar lichtstraaltje op.

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

En ik zag haar drie vissen vangen. Dat had ik overdag nooit gezien.

Bu şekilde üç balık yakaladığını gördüm. Gün içinde balık tuttuğunu hiç görmemiştim.

Je kan meer vliegen vangen met honing dan dat je met azijn doet.

Balla sirkeyle yakaladığından daha çok sinek yakalarsın.

We moeten die antistoffen vervangen. Dus we moeten zo veel mogelijk giftige dieren vangen.

O panzehrin yerine yenisini koymalıyız. Bu yüzden olabildiğince fazla sayıda zehirli yaratık yakalamaya çalışacağız.

Alle weekdieren die ze vangt zijn makkelijk te vangen... ...maar ze hebben harde schelpen.

Tüm yumuşakçaları yakalaması çok kolay ama inanılmaz sert kabukları var.

Ik weet uit ervaring... ...dat 't niet altijd eenvoudig is om 'n schaap te vangen.

Deneyimlerime dayanarak koyun yakalamanın kolay olmadığını biliyorum.

Als je denkt dat je vanaf hier nog beesten kunt vangen... ...kies dan 'Opnieuw proberen'.

Birkaç yaratık daha yakalayabileceğinizi düşünüyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.

Door ze te vangen nadat ze hun eitjes hebben verspreid... ...heeft dit weinig invloed op de populatie.

Yumurtalarını bıraktıktan sonra onları yakalayarak... ...çoğalmalarına pek engel olmazlar.

Hoe moeten we hem vangen? Jij denkt dat het het beste is om hem hier te laten met het licht aan...

Onun yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız? Yapılacak en iyi şeyin, ışıkla birlikte bunu bırakıp