Translation of "Oké" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Oké" in a sentence and their turkish translations:

Oké.

Tamam.

Oké?

Tamam mı?

Oké. Sorry.

Tamam. Özür dilerim.

Ah, oké!

Ha, tamam!

- Oké.
- Goed.

Tamam.

- Akkoord.
- Oké.

- Tamam.
- Anlaştık.
- Olur.

- Oké.
- Prima.

- Tamam.
- İyi.

Oké, boomer.

He dayı he.

Vastgespen. Oké, check.

Bunu takalım. Pekâlâ. Bu tamam, tamam, tamam!

Oké, blijven bewegen.

Pekâlâ, hareket edelim!

Oké, we gaan.

Pekâlâ, gidelim.

Ben je oké?

Sen iyi misin?

- Luister!
- Oké, luister!

- Şimdi, dinle!
- Dinle, şimdi!

Is iedereen oké?

Herkes iyi mi?

- Oké?
- Akkoord?
- Afgesproken?

Anlaştık mı?

Niets zeggen, oké?

Bir şey söyleme, tamam mı?

- Oké, ik geef op.
- Oké, ik geef het op.
- Oké dan, ik geef op.

Pekala, pes ediyorum.

- Oké, ik geef op.
- Oké, ik geef het op.

- Tamam, vazgeçiyorum.
- Peki, vazgeçiyorum.

- Ik zie u later, oké?
- Ik zie jullie later, oké?
- Ik zie je later, oké?

Sonra görüşürüz, tamam mı?

Oké, heb je geantwoord?

peki, cevabı buldunuz mu?

Oké. Daar gaan we.

Tamam. İşte.

Oké, het wordt laat.

Pekâlâ, geç oluyor.

Oké, een achterwaartse salto.

Peki, ters takla diyorsunuz.

Oké, daar gaan we.

Pekâlâ, işte başlıyoruz.

Oké, laten we gaan.

Tamam, bunu yapalım.

Daar gaan we. Oké.

Pekâlâ, işte gidiyoruz. Tamam.

Komende woensdag is oké.

Gelecek çarşamba iyi olacak.

Luister naar mij, oké?

Beni dinle, tamam mı?

Is je familie oké?

Aileniz iyi mi?

Oké, je gaat zo klikken.

Tamam, tıklamaya hazır olun.

Dit wordt een armspieroefening. Oké.

Bu kollarım için zorlu bir egzersiz olacak. Pekâlâ.

Oké, even op adem komen.

Tamam, nefesleneyim.

Oké, dus je wilt speervissen.

Tamam, zıpkınla balık avlamak istiyorsunuz.

Oké jongens, rustig aan hier.

Tamam çocuklar, dikkatli yürüyün.

Oké, we moeten gaan. Hé.

Tamam, gitmeliyiz! Hey!

Dus, wat wordt het? Oké.

Peki kararınız ne olacak? Tamam.

Oké, jij bent de baas.

Pekâlâ, yetki sizde!

Dus je wilt abseilen? Oké.

Halat mı diyorsunuz? Pekâlâ.

Oké, doen we. Kom op.

Pekâlâ, hadi başlayalım. Hadi!

Hoe gaat het werk? -Oké.

-İnşaat nasıl gidiyor? -İyi gidiyor.

Oké, we hebben een vliegtuig.

Pekâlâ, bir uçağımız var.

Oké, laten we eens proberen.

Tamam, bir deneyelim.

Kom niet meer terug, oké?

Geri gelme, tamam mı?

Werk niet te veel, oké?

Çok fazla çalışma, tamam mı?

Het is een goed gevoel. Oké.

Bu güzel bir his. Pekâlâ.

Oké, soort van droog... ...maar warm.

Pekâlâ, kurudu sayılır ama sıcak.

Oké, daar gaan we. Dat werkte.

Pekâlâ, başlıyoruz. Bu işe yaradı!

Voorwaarts? Oké, dit kan pijn doen.

Düz takla mı? Pekâlâ, bu biraz can yakabilir!

Oké, we hebben het schaap gevangen.

Pekâlâ, koyunu yakaladık.

Oké, daar gaan we. Kom op.

Pekâlâ. Hadi başlayalım! Hadi bakalım.

Dat is een goede vondst. Oké.

Bu iyi bir buluş oldu. Tamam.

Oké, ik ben voor 'Team Mens'.

Tamam, ben ''İnsan Ekibi''ndeyim.

Dat heeft me vaak geholpen. Oké.

Bu bana çok yardımcı olmuştur. Pekâlâ.

Doe dat niet nog eens, oké?

Onu tekrar yapma tamam mı?

Raak alleen niet erin betrokken, oké?

Sadece karışma, tamam mı?

Oké, hoe kan ik u helpen?

Tamam, sana nasıl yardımcı olabilirim?

Het is tijd om te gaan. Oké.

Şimdi bunu yapma zamanı! Tamam.

...om de wrijving tegen te gaan. Oké.

verilen isimdir. Tamam.

Oké, dus je wilt de kliffen beklimmen.

Pekâlâ, kaya tırmanışını seçtiniz.

Oké, dus je kiest voor de gaspeldoorn.

Pekâlâ. Çiçeği seçtiniz.

...gebruiken we latexhandschoenen. En dit potje. Oké.

lateks bir eldiven kullanacağız. Küçük kavanozumuz da burada. Pekâlâ.

Oké. Dit wil je niet zelf proberen.

Tamam, bu denemek istemeyeceğiniz bir şey.

...en proberen de slang te vangen. Oké.

ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.

Geweldig. Je wilt de spinnenwebtunnel in? Oké.

Buna bayıldım, örümcek ağlı tünelden mi gidelim? Tamam.

Het is een soort geïmproviseerde enterhaak. Oké.

Uydurma bir tırmanma çengeline benzedi. Pekâlâ.

Je wilt in de helikopter vliegen? Oké.

Helikopterle mi uçmak istiyorsunuz? Tamam!

Oké, laat me nu iets anders proberen.

Tamam, şimdi farklı bir şey deneyeyim.

...dacht ze: oké, slangsterren stelen mijn eten.

"Yılan yıldızları yemeğimi çalıyor." diye düşündü

- Ik ben in orde.
- Ik ben oké.

Ben iyiyim.

Oké. Daar ben ik het mee eens.

Tamam. Kabul ediyorum.

Zeg het niet nog een keer, oké?

Bunu tekrar söyleme, tamam mı?

- Duidelijk.
- Oké.
- Mij best.
- In orde.
- Goed.

Peki.

- Tom is in orde.
- Tom is oké.

Tom iyi.

En hiermee kunnen we mensen echt helpen. Oké.

Bunu insanlara yardımcı olmak için kullanabiliriz. Tamam.

Ik ben Braziliaans. -Oké. Fijn u te ontmoeten.

-Brezilyalıyız. -Pekâlâ. Tanıştığımıza çok memnun oldum.

Oké, dus je wilt dat ik ga abseilen?

Tamam, halatla inmeyi mi seçtiniz?

- Akkoord.
- Akkoord!
- Oké.
- Mij best.
- In orde.
- Goed.

Tamam.

- Bel me later, oké?
- Bel me later, goed?

Beni sonra ara, tamam mı?

Als je wilt abseilen, klik dan rechts en oké.

Aşağı inmek istiyorsanız "Sağ" ve "Tamam" tuşlarına basın.

Oké jongens, rustig aan hier. We moeten voorzichtig zijn.

Tamam çocuklar, dikkatli yürüyün. Gerçekten dikkatli olmamız lazım.

Dus we moeten gewoon een beetje voorzichtig zijn. Oké.

Bu konuda biraz dikkatli olmalıyız. Tamam.

Als je wilt paragliden, druk rechts... ...en dan oké.

Yamaç paraşütü yapmak istiyorsanız "Sağ"a ve "Tamam" tuşlarına basın.