Examples of using "Slang" in a sentence and their turkish translations:
Yılanı?
Yılan yaşıyor mu?
Tom bir yılan gördü.
Ben bir yılan gördüm.
Yılanı uzaklaştıralım.
Bu yılan zehirli değil.
Tom bir yılana bastı.
Büyük bir yılan, baksanıza.
ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.
Kabuğu delip aynı bir yılan gibi içeri zehir bırakıyor
- Yılan diri mi yoksa ölü mü?
- Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
- Yılan yaşıyor mu yoksa öldü mü?
Yılan bir yumurta yutuyor.
Yılan bir kurbağayı yuttu.
Ben sadece bir yılana dokundum.
Hangi yılan en uzun zehirli dişe sahiptir?
ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.
Dünyadaki en zehirli yılan hangisidir?
Tom bir yılanın patikadan kayışını gördü.
Burada bir yılan var ve tüm ilaçlar... Mahvolmuş.
Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyım.
Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.
Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.
Gözümü ayırmak istemiyorum, sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.
Yılanlar için ne derler bilirsiniz, eğer başını kontrol ederseniz gövdeyi de kontrol edersiniz.
Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.
Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.
birleşimi sonucunda ona dünyanın en tehlikeli yılanı diyebiliriz.
Sanırım deriden içeri girdi. Yılanı uzaklaştıralım.
Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.
Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri. Tamam, hadi gidelim.
Burası gittikçe daralıyor. Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyız.
Bu muhtemelen akıllıca. Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.
En çok insan ölümünden sorumlu yılan türü olduğunu söylüyor.
Küçük bir yılan olduğu için insanlar "Bir şey olmaz ya" deyip hemen hastaneye gitmiyorlar.
O bir kadının başına, bir aslanın gövdesine, bir kuşun kanatlarına ve bir yılanın kuyruğuna sahipti.