Translation of "Balans" in Turkish

En het houdt alles in balans.

Ve her şeyi dengede tutuyor.

De muziek is in balans met de structuur van de film.

Müzik, filmin yapısıyla uyum içinde.

Goed klimmen is je benen gebruiken... ...en je armen voor de balans.

İyi tırmanış için bacaklarınızı kullanmalı ve kollarınızla da dengeyi ayarlamalısınız.

Maar richting het noorden of zuiden... ...verschuift de balans met de seizoenen.

Kuzey veya güneyindeyse... ...mevsimler değiştikçe bu denge bozulur.

Het leven is als fietsen. Om in balans te blijven moet je in beweging blijven.

Hayat bisiklet sürmek gibidir. Dengede kalmak için hareket etmeye devam etmelisin.

Mijn armen zijn voor de balans. Met het touw om mijn voet zodat ik me kan opdrukken.

Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.