Translation of "Edemeyeceğini" in Russian

0.004 sec.

Examples of using "Edemeyeceğini" in a sentence and their russian translations:

Tom yardım edemeyeceğini söylüyor.

Том говорит, что не может помочь.

Tom'un yardım edip edemeyeceğini bilmiyorum.

Я не знаю, может ли Том помочь.

Yardım edebilip edemeyeceğini bilmem gerekiyor.

- Мне нужно знать, можешь ли ты помочь.
- Мне нужно знать, можете ли вы помочь.

Tom'un bize yardım edemeyeceğini biliyordum.

Я знал, что Том не сможет нам помочь.

Yardım edip edemeyeceğini merak ediyordum.

Мне было интересно, можешь ли ты мне помочь.

Tom bana yardım edemeyeceğini söyledi.

Том сказал, что не может мне помочь.

İstediğin şeyi elde edemeyeceğini düşündüğünde ise

Когда вы думаете, что не получите желаемое,

Tom Mary'nin kimseyi ikna edemeyeceğini biliyordu.

Том знал, что Мэри не сможет никого убедить.

Neden yardım edemeyeceğini Tom'a söyledin mi?

Ты говорил Тому, почему не можешь помочь?

Tom'un bize yardım edebilip edemeyeceğini bilmiyorum.

Я не знаю, может ли Том нам помочь.

Mary kimsenin ona yardım edemeyeceğini söyledi.

Мэри сказала, что никто не может ей помочь.

Tom'un bize yardım edebilip edemeyeceğini görmeye gidelim.

Пошли узнаем, может ли Том нам помочь.

Birinin bize yardım edebilip edemeyeceğini merak ediyorum.

Интересно, кто-нибудь может нам помочь?

Tom'un bize yardım edip edemeyeceğini merak ediyorum.

Интересно, может ли Том нам помочь.

O, hiç kimsenin ona yardım edemeyeceğini söyledi.

Он сказал, что никто не может ему помочь.

Tom Mary'ye ona yardım edebilip edemeyeceğini sordu.

Том спросил у Мэри, не поможет ли она ему.

Tom bana eve kadar eşlik edebilip edemeyeceğini sordu.

Том спросил, может ли он проводить меня до дома.

Tom'a iyi bir avukat tavsiye edebilip edemeyeceğini sordum.

Я спросил у Тома, может ли он порекомендовать мне хорошего адвоката.

Yardım edebilip edemeyeceğini bilmiyorum ama en azından sormak zorundaydım.

Не знаю, можете ли вы помочь, но я должна была хотя бы попросить.

O elinden geleni yaptı ama kısa sürede böyle bir hızlı atlet ile rekabet edemeyeceğini gördü.

Он делал всё возможное, но вскоре понял, что не может соревноваться с таким быстрым бегуном.