Translation of "Tereddüt" in Japanese

0.003 sec.

Examples of using "Tereddüt" in a sentence and their japanese translations:

Tereddüt eden kaybeder.

- 躊躇すれば機会は二度とこない。
- 躊躇うものは失敗する。

Tom tereddüt etti.

トムは躊躇した。

Tereddüt etmeden gerçekten emin olmalısın.

君はためらわずに事実を確かめるべきだ。

Bir defa tereddüt edersen kaybedersin.

ひとたび躊躇したら、君はおしまいだ。

O, bir an tereddüt etti.

彼はちょっとの間ためらった。

O bir süre tereddüt etti.

彼はしばらくの間ためらいました。

- O, bazen yanıtlamadan önce tereddüt eder.
- O bazen cevap vermeden önce tereddüt ediyor.

- 彼女は答える前に時としてためらう。
- 彼女は時々答える前に躊躇してしまうんだ。

Hangi yoldan gideceğim hakkında tereddüt ettim.

どの道を行くか迷った。

O, eşine gerçeği anlatmakta tereddüt etmedi.

彼はためらうことなく妻に真実を語った。

O, hiç tereddüt etmeden kendi arabasını sattı.

彼はちゅうちょなく自分の車を売った。

Bir anlık tereddüt, bir pilotun hayatına mal olabilir.

一瞬躊躇すればパイロットは命も落としかねない。

En ufak bir tereddüt göstermeden, kendi arabasını sattı.

少しもためらうことなく彼は自分の車を売り払った。

Yağmur yağdığı için, Nancy dışarı çıkmaya tereddüt etti.

激しく雨が降っていたので、ナンシーは外出するのをためらった。

O, paranın kendi payına düşenini almakta tereddüt etmedi

彼はためらわずに分け前を取った。

Tereddüt ve korku içindeydim ve istediğim tecrübe bu değildi.

躊躇し 恐れ 望んでいた体験にはなりませんでした

Bu kişiden bir iyilik istemek için biraz tereddüt ediyorum.

あの人に頼むのはちょっと気が進まない。

Eve gitmek ve ofiste işte kalmak arasında tereddüt etti.

彼は帰宅しようか居残って仕事を続けようかためらった。

Bir an bile tereddüt etmeden , komploya karşı şiddetle harekete geçtiler.

ためらうことなく、その陰謀にたいする徹底した対抗処置をとった。

- Onunla sinemaya gitmeye çekindim.
- Onunla birlikte sinemaya gitmek için tereddüt ettim.

彼と映画に行くのをためらった。

- Tavsiye istemekten çekinme.
- Tavsiye istemek için tereddüt etmeyin.
- Tavsiye istemekten çekinmeyin.

遠慮しないで助言を求めなさい。