Translation of "Ediyor" in Korean

0.022 sec.

Examples of using "Ediyor" in a sentence and their korean translations:

Iskelet sistemini işgal ediyor --

그것은 골격 조직을 침범하는데

Veri analizleri devam ediyor

데이터 분석은 계속 진행 중이지만,

Toplum konseptini yok ediyor.

사회를 분열시키는 겁니다.

Burası şeffaflıkla dans ediyor.

투명함이 두드러진 건물이죠.

Yerlerini seslerinden tespit ediyor.

‎그 소리에 찾아오거든요

...başka duyularıyla hareket ediyor.

‎다른 감각에 의존합니다

Dreyfus'un el yazısını taklit ediyor

교육받은 스파이가 또 있는 것 아니야?

Ve yaşam sistemine etki ediyor.

큰 영향을 주고 있는 거죠.

Ama hâlâ hayatımızı domine ediyor.

하지만 여전히 우리 삶을 지배하고 있죠.

Adeta ses ile flört ediyor.

소리와 함께 장난을 치죠.

Bu bina suyla flört ediyor.

이 건물은 물과 장난을 칩니다.

Burası da işle flört ediyor.

업무를 주로 합니다.

Kaygı ve endişeyle takip ediyor.

불안과 공포를 느낍니다.

Yine de katliam devam ediyor.

그럼에도 유혈 사태는 계속되고 있습니다

5,7 milyon insan istihdam ediyor

570만 명의 고용 유발 효과와

Sosyal plastik artık para ediyor,

소셜 플라스틱은 돈입니다.

Kokusunu bırakarak gücünü afişe ediyor.

‎냄새로 제힘을 과시합니다

Sokucu denizşakayıkları engel teşkil ediyor.

‎독 촉수를 가진 말미잘이 ‎녀석을 막습니다

Dişi lider burnunu takip ediyor.

‎암컷 우두머리가 ‎후각을 따라갑니다

Yani tüm solunum süresince hareket ediyor,

이 말은 호흡과정내내 폐가 움직인다는 뜻인데요,

Insanlar iklim değişikliği yüzünden göç ediyor

많은 사람들이 기후 변화로 인해 이주하고 있고,

Ve daha yakından incelememizi hak ediyor.

더 자세히 검토할 가치가 있습니다.

...nadir rastlanan bir vaha tespit ediyor.

‎진귀한 오아시스를 드러냅니다

Beni neden sadece kadınlar takip ediyor?

어째서 저를 팔로잉한 사람은 전부 여성들 일까요?

Binlerce çocuğun yaşam sürecini takip ediyor.

영국의 과학자들은 수천명의 아이들의 삶을 추적했습니다.

çünkü yalan haber onu yok ediyor.

가짜뉴스가 신뢰를 파괴하고 있기 때문이죠.

Sherpa 53 yıldır yollar inşa ediyor.

그는 무려 53년 동안 길을 닦아 왔습니다.

Karım yol yapımında bana yardım ediyor.

아내는 저를 도와 길 내는 일을 하고 있지요.

Varsayım, silahsız insanların kim protesto ediyor

무장한 경찰보다 무장하지 않은 시위자들이

Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.

표범은 작은 소음과 불빛을 인식합니다 창밖으로 보이는 TV 불빛에 집중하기도 하죠

Google çağında sihir yaşamaya böyle devam ediyor

마술이 구글의 시대에서 살아남는 방법이죠.

Çeneler ve pençelerin kapışmasıyla turnuvamız devam ediyor.

토너먼트는 계속해서 하관과 발톱의 출동을 선사할니다

Her biri tek mikro ilaçlar ihtiva ediyor.

각각의 용기에는 서로 다른 초소형 약물들이 있습니다.

Evrenin yaşını bir yılla temsil ediyor olsak

우주의 나이를 1년 기준으로 환산한다면

Bu binaların ikisi de ışıkla flört ediyor.

두 건물 모두 빛의 건축물입니다.

Bu manastır sessizlik ve ormanla dans ediyor.

숲속의 고요함이 수도원을 감싸고 있죠.

Ve bu binalar gerçekten rüzgârla flört ediyor;

건축물은 바람과 함께 어울립니다.

Ve aynı düzen her gün devam ediyor.

똑같은 행동 패턴이 날마다 반복되었으니까요.

Bazılarınız merak ediyor olabilir, nedir bu ‘hümanizm’’?

도대체 그게 무엇인지 궁금할 수 있겠죠.

Bugün, Lakchmamma yerli tapınağında şükran duaları ediyor.

요즘 락슈마마는 집에 마련한 회당에 감사 기도를 올립니다

Kendi büyük sosyal etkilerini yaratmalarına yardım ediyor.

사회에 더 큰 영향을 미칩니다.

Ufak yavru kayalarda daha atik hareket ediyor.

‎바위 위에서는 ‎작은 새끼가 더 재빠릅니다

İnanılmaz koku duyusu sayesinde onları tespit ediyor.

‎어미 곰은 뛰어난 후각으로 ‎사냥감들을 찾아냅니다

Kimisiyse daha direkt bir rota tercih ediyor.

‎더 직접적인 경로를 택하는 ‎코끼리도 있습니다

Annelik içgüdüleriyle yola devam ediyor. Tehlikeye rağmen.

‎암컷은 모성 본능에 이끌려 ‎나아갑니다 ‎위험도 불사합니다

Hem de umuda dair neden teşkil ediyor.

희망을 품을 수 있는 이유입니다.

Halkının en sevdiği renkle dekore ediyor, siyah.

그 나라에서 가장 좋아하는 색깔인 검은색으로.

Bu, ABD'de eğitime harcanan para toplamının yarısı ediyor.

이건 미국 교육비의 절반에 해당하고

Fakat kadın vücuduna dair tıbbi cehalet devam ediyor.

하지만 여성의 몸에 대한 의학적 무지는 계속되고 있습니다.

Bunu düşünmek bile sizi hasta ediyor, değil mi?

여러분이 아프길 바라기라도 하는 것처럼 말이죠.

Çünkü kan kırmızı ışık ve kızılötesini absorbe ediyor.

혈액은 적색광과 적외선을 흡수하기 때문이죠.

Bu görseller de tamamen aynı fikirleri temsil ediyor.

이 이미지들은 같은 아이디어를 표현하고 있습니다.

Tarihi aşamalarında görüyoruz ve hâlâ toplumumuza etki ediyor.

그런 것들이 우리의 역사를 만들고 현대사회를 오염시킵니다.

Burnundaki termal girintiler ışık yerine ısı tespit ediyor.

‎코의 열 구멍이 빛 대신 ‎열을 감지합니다

Mavi hayalet gösterisinin seneye de gerçekleşmesini garanti ediyor.

‎푸른유령반딧불이의 쇼는 ‎내년을 기약합니다

Sonra, alttaki kollardan iki tanesi yavaşça hareket ediyor.

‎그 상태로 두 팔을 밑으로 뻗어 ‎천천히 이동하는 거예요

Bir şekilde önündeki şeyin tehlikeli olmadığını fark ediyor,

‎저라는 대상이 ‎위험하지 않은 걸 알고

Bir şekilde karakterini tam anlamıyla ifade ediyor gibiydiler

두 눈은 마치 이 동물의 내면을 투영하는 듯합니다.

Ekonomistler, Amerikan işsizlik oranının %13 olduğunu tahmin ediyor.

경제학자들의 추정으론 미국의 실업률은 약 13% 였습니다.

Bu durum sizin için bir anlam ifade ediyor mu?

말이 되나요?

Gelecek şimdi yarattığımız ve inşa ettiğimiz şeyden devam ediyor.

미래는 현재를 어떻게 만드느냐에 따라 달라질 것입니다.

CQ: Kamp yapmaktan nefret ediyor olabilirim ama siyasete bayılırım.

CQ: 저는 캠핑은 싫어하지만, 정치는 사랑합니다.

Chomolungma veya "Everest Dağı" bizim için ne ifade ediyor?

초모룽마(에베레스트)가 우리에게 어떤 의미인가 하면 말입니다...

Ve Amerikalıların %47'si mutlu kalabilmek için mücadele ediyor.

그리고 47%의 미국인들은 만족을 느끼기 어렵다고 해요.

Yeni bir aile içinse gece farklı bir engel teşkil ediyor.

‎새로운 가족에게 ‎밤은 또 다른 난관을 안겨줍니다

Gündüzleri bolca yardım alıyorlar ama çalışmalar gece de devam ediyor.

‎낮에는 도움의 손길이 많지만 ‎밤에도 도움은 끊이지 않죠

Afrika kıtasıysa bugün yılda 300 trilyon kaloriden fazla ithal ediyor.

아프리카 국가들은 현재 1년에 300조 칼로리를 수입합니다.

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

‎이 암컷 매오징어는 ‎심해에서 수백 미터 위로 ‎이동 중입니다

Ve şimdi merak ediyor olabilirsiniz... CHAEBOL tam olarak ne demek? Chaeboller devlet tarafından

그럼 지금쯤 궁금하겠지, 도대체 재벌이 정확하게 뭔데? 재벌은 삼성처럼 정부로부터 지원을 받는

Bu yüzden bilim adamları ve doktorlar bizi her yıl grip aşısı olmaya teşvik ediyor.

그렇기 때문에 과학자와 의사는 우리에게 매년 독감 예방 주사를 맞을 것을 권고하는 것입니다.

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.

‎저조도 카메라가 ‎어미 북극곰과 ‎새끼 두 마리를 포착합니다

CDC(Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) en az %60 alkol içeren el dezenfektanlarını tavsiye ediyor.

CDC(Centers for Disease Control and Prevention)는 알코올 농도 60% 이상의 손세성제를 권장합니다.