Translation of "Edersen" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Edersen" in a sentence and their japanese translations:

- Acele edersen otobüsü yakalarsın.
- Acele edersen otobüse yetişirsin.

- 急げばバスに間に合う。
- 急げばバスに間に合うでしょう。
- 急ぎなさいそうすればバスにまにあうでしょう。

Acele edersen ona yetişirsin.

急げば彼に追いつくでしょう。

Acele edersen ona yetişeceksin.

もし急げばあなたは彼に追いつくだろう。

Onu davet edersen gelebilir.

招待すれば彼は来るかもしれません。

Yardım edersen memnun olurum.

私を助けてくださるならうれしい。

Eğer gayret edersen İngilizceni geliştirebilirsin.

やる気があれば英語はもっと上達する。

Bir defa tereddüt edersen kaybedersin.

ひとたび躊躇したら、君はおしまいだ。

Bana yardım edersen, mutlu olurum.

- 私を助けてくださるならうれしい。
- 手伝っていただけると、大変嬉しいです。

Ona rica edersen, o gelir.

あなたが頼めば、彼女はやってくるでしょう。

Bana yardım edersen, minnettar kalırım.

私を助けてくださるならうれしい。

Planımızı kabul edersen onu uygularım.

あなたの賛成が得られれば、この計画を実行します。

Eğer acele edersen yakında ona yetişirsin.

もし君が急げば、すぐに彼女に追いつくでしょう。

Eğer denemeye devam edersen, ilerleme kaydedersin.

あきらめずに歩き続ければ、進歩するでしょう。

Bana yardım edersen çok minnettar olurum.

お手伝いいただければたいへん有り難いと思います。

Bana yardım edersen sana yardım ederim.

私を手助けしてくれるなら、あなたのことも手助けするよ。

İspanya'yı ziyaret edersen, gelip gör beni.

スペインに来られるようなことがあれば、会いに来てください。

Sessiz kalmaya devam edersen, kendimi kaybedeceğim.

これ以上黙っていると怒るよ。

Israr edersen, bir tane daha içeceğim.

お言葉に甘えてもう一杯頂きます。

Eğer acele edersen bir sonraki otobüse yetişebilirsin.

急げば、次のバスに間に合いますよ。

Eğer bana yardım edersen, onu tekrar deneyeceğim.

あなたが手伝ってくださるなら、私はもう一度やってみます。

Bana yardım edersen sana akşam yemeği ısmarlarım.

手伝ってくれれば、晩御飯を君におごるよ。

Bir kask giymeden motosiklete binmekte ısrar edersen, ateşle oynuyorsun.

もし君がヘルメットをかぶらないでバイクに乗るんだと言い張るんだったら、それは危険なことになるぞ。

Onu böyle rahatsız etmeye devam edersen, o, keyfini kaybedecek.

そうやってしつこく彼女を困らせると、彼女も怒り出すぞ。

Eğer şimdi terk edersen, kesinlikle uçak için zamanında olacaksın.

今すぐに出発すればその飛行機に間違いなく乗れますよ。

Eğer onu şimdi ziyaret edersen, Tom televizyon izliyor olacak.

今行くと、トムはテレビを見ているところでしょう。

Onlardan 3000 tane almayı kabul edersen, sana %3 indirim yaparız.

3000個お買い上げいただければ、3パーセント割引いたします。

Eğer bir çocuk gibi hareket edersen bir çocuk gibi davranılırsın.

お前が子供のような振る舞いをするなら子供として扱われるぞ。

Ne kadar acele edersen et, çaban sadece kovada bir damla.

いまさら焦っても焼け石に水じゃないの。

Nereye seyahat edersen et, haftada bir kez beni arayacağından emin ol.

どこを旅行していようとも、週に1度は必ず電話をください。

Böyle çocukça bir şekilde hareket edersen, o zaman çocuk olarak muamele görürsün.

そんな子供じみたことしてたら子供扱いされるぞ。

- Yurt dışına seyahat edersen, genellikle bir pasaporta ihtiyacın vardır
- Yurt dışına seyahat ettiğinizde, genellikle bir pasaporta ihtiyacınız olur.

- 海外へ旅行する際には、通常、パスポートが必要である。
- 海外旅行をするとき、普通はパスポートが必要になります。

Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.

人に嫌われるのが怖いって言うけどさ、君も苦手な人いるでしょ。数学的に言って、同じ数の人が君のこと苦手なんだよ。これは別に、嫌いな人をなくせば誰からも嫌われなくなるって言いたいんじゃなくて、単純に君に嫌いな人がいるように誰かに嫌われることがあっても仕方ないってこと。そこを諦めればもっと気楽に生きられるんじゃないかな。