Translation of "Eden" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Eden" in a sentence and their japanese translations:

Tereddüt eden kaybeder.

- 躊躇すれば機会は二度とこない。
- 躊躇うものは失敗する。

Yardım eden teknolojiye evriliyor.

支援する技術へと進化しています

ön sevişmeyle devam eden

濃厚なペッティングが続いて

Bunu inkâr eden zihniyet,

人間の生体リズムや

Bu standartları savunan, temsil eden,

こうした基準を掲げたり 象徴したり

Bunları feda eden CEO’lar değil.

CEOは違いますが

Kendi matematik becerilerinden endişe eden

実は数学の能力に不安を 覚えている親が

Ona "Azat Eden" ismi verildi.

彼は解放者と称えられた

Uzayda seyahat eden ilk Japondur.

彼は最初に宇宙旅行をした日本人です。

Ona yardım eden ilk kişiydi.

彼が一番に彼女を助けた。

Bu, bana yardım eden çocuktur.

これが私を助けてくれた少年だ。

Protesto eden biri işini kaybetti.

抗議した者は皆職を失った。

Hikâyem "davet eden düş" ile ilgili.

それは 「思うは招く」 っちゅう お話です

Etrafımızdaki dünyayı anlamamıza yardım eden şey.

身の回りの世界を理解する手助けを してくれるもの

Barınacak bir yer inşa eden sanattır.

住居を作る芸術で

Her gün Lannes'ı ziyaret eden Napolyon,

毎日ランヌを訪れていたナポレオンは、

Duyguları harap eden, yıkıcı bir hastalık.

それは深い哀しみをもたらす 破滅的な病気です

Evrenin döngüsel ritmini inkâr eden zihniyet

否定する考え方は

Uzakta hareket eden bir şey vardı.

遠くに何か動いているものがあった。

O yeni nesile öncülük eden kişidir.

彼は次の世代を指導すべき人物だ。

Jimmy onunla alay eden arkadaşlarına alıştı.

- ジミーは友達が自分をからかうことに慣れていた。
- ジミーは友達にいじられるのには慣れていた。

Tom'dan nefret eden biri olduğunu sanmıyorum.

トムのこと嫌いな人なんていないと思う。

Tom'a yardım eden kişi sen miydin?

トムを助けたのはあなただったの?

Hareket eden bir trenden atlamak tehlikelidir.

動いてる列車から飛び降りるのは危険だ。

Sırtımda hareket eden bir şey hissettim.

私は何かが背中で動いているのを感じた。

Kahrolası savaşı ilk icat eden oydu.

最初に戦争を思いついた者に呪いあれ。

Polis kavga eden iki adamı ayırdı.

- 警官は取っ組み合いをしている二人の男を引き離した。
- 警官はもめていた男性二人を引き離した。

Hareket eden bir trene atlamak tehlikelidir.

動いている電車に飛び乗るのは危険である。

Sahnede dans eden adam benim amcam.

ステージで踊っている人は私の叔父です。

Siyahi ve Latinlerin, kendilerini canavar ilan eden,

ヒップホップ文化を形成したと言い そしてその文化の暗流はいまだに

Hayatımın çoğunda beni rahatsız eden adamlara benzeyen,

人生の大半を こういう男性に 怯えながら生きてきました

Hakları için mücadele eden siyahi insanlar vardı;

権利を求めて戦う黒人たち

Beni motive eden bir şey daha var.

もう1つ 人生を明るくすることがあります

Bana iş vermeyi kabul eden birini buldum

なんとか仕事をくれる人も見つけて

Amerikalılarla kavga eden Almanlar ve Rusları düşünüyorum.

かつてドイツ人とロシア人が アメリカ人と戦った事はご存知ですよね

Iyi olacağını iddia eden bir uzman vardı.

有益だと言った専門家が同じ位います

O kaynağı idare eden belli bir topluluk

そしてその資源を管理する 特定のコミュニティ

O halde insanları asıl motive eden ne?

では実際 何によって 動機付けされているのでしょうか

Bizi size tavsiye eden kişinin adı nedir?

紹介者のお名前は?

Ofisi son terk eden kişi ışığı söndürmeli.

事務所を最後に出る人は誰でも明かりを消さなければならない。

Bu deney sonucunu kontrol eden konuların tutumudur.

その実験の結果をコントロールするのは被験者の態度である。

Ziyaret eden yazarın onuruna bir parti düzenlendi.

来訪中の作家に敬意を表してパーティーが開かれた。

Gelecek vaat eden genç bir iş adamı.

彼は将来有望な若手事業家だ。

Yan odada devam eden bir toplantı var.

隣の部屋では会議中です。

Tom dans eden herkesi izleyerek orada durdu.

トムは皆のダンスを眺めながら、ただそこに立っていた。

Kaptan batan gemiyi terk eden son kişiydi.

船長は沈んでいく船を後にした最後の人であった。

Ben görüşlerini dürüstçe ifade eden insanlara hayranım.

- 私は率直に意見を述べる人を尊敬します。
- 遠慮なく意見が言える人は素晴らしいと思います。

O kolay pes eden bir tip değildir.

彼は簡単に人の言いなりになるような男ではない。

Hareket eden tembel hayvanları dikkatle izleyerek saatler geçirdim.

私はナマケモノの動きに見とれながら 何時間も幸せな時間を過ごしました

Ve çocuklarına matematik ödevlerinde yardım eden ebeveynlerin çocukları

子供の算数の宿題を手伝うと

Hapsedilmeyi takip eden ilk 3 gün içinde gerçekleşiyor

収監から3日以内に発生します

Hava soğudukça... ...şehirlerimizi ziyaret eden yaratıklar iyice tuhaflaşır.

‎寒くなると より風変わりな ‎動物たちが街に来る

Bir cerrah olarak bu beni çok rahatsız eden

これは外科医として私が懸念する 世界的な問題です

Takip eden yıllarda Venedik, Bizans İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını kazandı.

その後数十年 ヴェニスはビザンティン帝国から 独立した勢力であり続けた

çocukları ziyaret eden, gönüllü olan bağış yapan insanlar

子供たちを訪ねたり ボランティアをしたり 寄付したり

İnsanları mutlu eden şeyin ne olduğunu düşünmeye değer.

人々を幸福にするのは何なのかを考えることは価値がある。

Bir saat önce telefon eden adam Frank idi.

1時間前に電話して来た男の人はフランクでした。

Tom'u gerçekten tedirgin eden şeyin o olduğuna inanamıyorum.

それがトムの本当に抱えている問題だとは思えない。

Bizi hasta eden virüslerin birçoğunun kaynağı esasında hayvanlar.

病気の原因となる ウイルスの多くが 動物由来だ

Her zaman politika konuşmayı ısrar eden insanları sevmem.

私はいつも政治について話す事を強く求める人は好きでない。

Karar vermeyi kontrol eden parçada gerçekleşiyor, dili değil.

辺縁系は意思決定を司り 言語には関与しません

Ve kâr dışındaki şeyleri de temsil eden bir kitaba.

利益以上のものを 見るような

Tüm görünen bu risk alma davranışlarını güdüleyen, kontrol eden

馴化に伴う身体と感情の 機能の変化が

Ancak bakımını ihmal eden pek çok yaşlı insan var,

でも医療を避ける高齢者は 他にもたくさんおり

Dişi, düetine en iyi eşlik eden erkeği seçme eğiliminde.

メスはデュエットの一番上手いオスを 相手に選ぶ傾向があります

Geleneksel tıpta baş ağrısından kansere her şeyi tedavi eden,

伝統医学では 魔法の万能薬です

eden mağlup Prusya ordusunun peşinde önemli bir rol oynadı .

その後の敗北したプロイセン軍を追跡しました。

Tatil için yurt dışına seyahat eden öğrenci sayısı artıyor.

休暇を利用して海外旅行をする学生がますます増えている。

İyi bir maaş teklif eden iyi bir şirkete geçti.

彼は給料の良い会社に変わった。

Tom ve benim aramda devam eden bir şey yok.

トムと私の間には何もないわ。

Her yıl Tayland'ı ziyaret eden Avrupalıların sayısı çok büyüktür.

毎年タイを訪問するヨーロッパ人の数とても多い。

Hem erkekleri hem de kadınları tehdit eden tehlikeler vardır.

これらは男性と女性をともに脅かす危険なものだ。

Insanları hayatlarında gerçekten mutlu ve memnun eden şeyle ilgili,

過去数十年にわたる 実証実験の結果

Berber erkeklerin saçını tıraş eden ve kesen bir adamdır.

理髪師は人のひげをそり、散髪をする人である。

Şu ana kadar Boston'u ziyaret eden bildiğim tek kişisin.

あなたは、私の知っている中で、唯一、ボストンに行ったことがある人です。

Onlar tıpkı batan bir gemiyi terk eden sıçanlara benziyorlar.

まるで、沈む船から逃げるネズミみたいね。

O korkunç, hayatı değiştiren ve hayatı yok eden olay gördü

コンピュータが見たものは 命の危険を 伴うような恐ろしい出来事ですが

Gün içinde biriken buhar gece boyu devam eden fırtınalar doğuruyor.

‎昼に蓄積された蒸気が ‎夜には嵐となる

Yabancıyı izleyip işaret eden küçük çocuğun çok kaba olduğunu düşündüm.

その外国人をじっと見て指差している少年はとても無礼だと思う。

Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder.

読む価値のある本は二度読む価値がある。

Kahretsin, gecenin bir yarısında beni aramaya cesaret eden pislik kim ?!

ちくしょう、どこの馬鹿野郎がこんな真夜中に電話してきやがるんだ。

Onlardan biri, birini katil eden kişinin rolünü oynayacak bir aktör.

その中の1人は俳優で、誰かを殺すふりをするのです。

Onu icat eden profesör, üniversiteden makul bir ücret hakkına sahip

それを発明した教授は大学から相当の対価を受ける権利がある。

Çeşmenin önünde gitarıyla kendine eşlik eden genç bir kadın vardı.

噴水の前では若い女性がギターの弾き語りをしていた。

Ve beni istisnasız her gün etkilemeye devam eden bir şey varsa,

毎日驚き続けているのは

Resmen onaylandı. 1805'teki hızlı hareket eden seferde Berthier'in sistemi, Napolyon'un

1805年の動きの速いキャンペーンでは、ベルティエのシステムにより、ナポレオンは

Japonya'yı ziyaret eden her yabancı, burada fiyatların çok yüksek olduğunu söylüyor.

日本を訪れる外国人はみな日本の物価は高すぎるといいます。

Takip eden kanlı savaşta, Davout'un birlikleri, Fléches toprak işlerine önden saldırıyı yönetti.

その後の血なまぐさい戦いで、ダヴーの軍団はフレッシュの土工所への正面攻撃を主導しました。

Belki de dalgayla hareket eden alg ya da yosunları taklit etmeye çalışıyor.

‎潮流にゆらめく海藻を ‎マネしているんだろう

Dünyada okuyamayacak kadar çok meşgul olduğundan şikayet eden bir sürü insan var.

世間には暇がなくて読書できないとこぼす人が多い。

Akşam 6.00'da hareket eden ekspres tren için bir rezervasyon yapmak istiyorum.

午後6時発の急行列車の予約をしたい。

Disney filmlerini sevdiğini iddia eden kadınlar, birçok durumda zihinsel olarak acı çekiyorlar.

ディズニー好きを公言している女は,多くの場合精神を病んでいる。

Kâr elde etmek için mücadele eden komisyoncular her zaman kitabına göre oynamıyorlar.

利益追求に必死のブローカーは、必ずしもルールブックにのっとっているとは限らないのです。

Bunlardan çok fazla sıvı elde edilebilir. Bunlar konusunda beni huzursuz eden tek şey,

かなり水分が入ってるんだ でも少し心配なこともある

Onu mutlu eden başka biri olsa da, o mutlu olduğu sürece, bu iyi.

他の誰かが彼女を幸せにしたとしても彼女が幸せなら、それで良い。

Her köşede insan var. Ama çok azı, onları gölgeleri gibi takip eden tehlikenin farkında.

‎どこも人だらけだ ‎しかし陰に潜む危険に ‎気づく者は少ない

- Size hizmet eden biri var mı?
- Sizinle ilgilenen var mı?
- Size bakan var mı?

ご用は承っておりますか。

Bir motel, otel gibidir, yalnızca daha küçüktür ve çoğunlukla arabayla seyahat eden kişiler tarafından kullanılır.

モーテルはホテルと似てるがずっと小さく、自動車で旅する人々に使用される。

Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler.

誰彼かまわず良い顔ばかりしていると、そのうち八方美人としか思われなくなるよ。