Translation of "Vermeden" in Japanese

0.003 sec.

Examples of using "Vermeden" in a sentence and their japanese translations:

Fiyatlar önceden haber vermeden değiştirilebilir.

- 価格は予告なしに変更されることがあります。
- 価格は予告なしに変わることがあります。

Dün gece ara vermeden çalıştı.

- 彼は昨夜休憩しないで働き続けた。
- 昨夜彼は休憩なしで働いた。

Cevap vermeden önce elini kaldır.

手をあげてから答えなさい。

O cevap vermeden önce duraksadı.

- 彼は答える前にためらった。
- 彼は答える前に一瞬ためらった。
- 彼が答える前に一瞬の間があった。

Cevap vermeden önce bunu düşünmelisin.

- 答える前によく考えねばならない。
- 答える前によく考えてもらわねばならない。

Tüm Rusya'ya mola vermeden gezdik.

ロシア全国を旅した。

Emirler vermeden önce itaat etmeyi öğrenmelisin.

命令する前に服従することを学ばねばならない。

Cevabımı vermeden önce konu üzerinde düşünmeliyim.

私は回答をする前にその問題をじっくり考えねばならない。

Bir karar vermeden önce gerçekleri öğrenmelisiniz.

決定を下す前に事実をよく知らなければだめです。

Karar vermeden önce, aileme danışmak istiyorum.

決める前に家族と相談したいのですが。

Ara vermeden bütün gün boyunca yağmur yağıyordu.

雨は途切れることなく一日中ふりつづいた。

Holmes kimseye haber vermeden odadan dışarı çıktı.

ホームズは誰にも気付かれずに部屋から出ていった。

Nereye gidersen git, emek vermeden başarıyı bekleyemezsin.

たとえどこへ行こうと、努力なしでは成功は望めません。

Mola vermeden saat ikiden beri yazı yazıyorum.

2時からずっと続けて書いている。

O, ara vermeden 30 dakika boyunca konuştu.

彼女は30分ずっとしゃべった。

Cevabını vermeden önce iki gün boyunca düşündü.

彼は解答する前に2日間熟考した。

Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.

短期契約社員達は予告なしに解雇された。

Karar vermeden önce avantajlar ve dezavantajlar üzerinde düşünün!

決心する前に長所短所についてよく考えなさい。

Karar vermeden önce her şeyi hesaba katmaya çalış.

決定する前にすべてのことを考慮するようにしなさい。

Onu alıp almayacağımıza karar vermeden önce evi kontrol ettik.

- 私たちは買うかどうか決める前にその家を調べてみた。
- その家を買うかどうか決める前に詳しく調べた。

Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

その医者はどの薬を投与すべきかを決める前に慎重に考える。

O, her zaman birinin evinde kira vermeden yaşıyor gibi görünüyor.

彼はいつもどこかの家に居候しているようだ。

Tom telefona cevap vermeden önce her zaman arayanın kimliğini kontrol eder.

- トムは電話に出る前にいつも発信元の電話番号を確認している。
- トムは電話を取る前にいつも発信元の番号を確認する。

Onu satın almaya karar vermeden önce, uyup uymadığını görmek için ceketi denedim.

買うのを決める前に、似合うかどうかそのジャケットを試着してみた。

Meyve vermeden önce portakal ağaçları "azahar" adı verilen bir çiçekle çiçek açarlar.

実がなる前に、オレンジの木には「アサアール」と呼ばれる花が咲きます。

- O, bazen yanıtlamadan önce tereddüt eder.
- O bazen cevap vermeden önce tereddüt ediyor.

- 彼女は答える前に時としてためらう。
- 彼女は時々答える前に躊躇してしまうんだ。

- Ne yapacağıma karar vermeden önce enine boyuna düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- Ne yapacağımı belirlemeden önce etraflıca düşünmek için zamana ihtiyacım var.

私は行動の決断をする前によく考える時間が欲しい。