Translation of "Etmeliyim" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Etmeliyim" in a sentence and their japanese translations:

İptal etmeliyim.

キャンセルしなくちゃ。

Kaybı telafi etmeliyim.

私はその損害の埋め合わせをしなくてはならない。

Ona yardım etmeliyim.

- 彼を手伝ってあげなければ。
- 彼を助けなければいけません。

Onu tamir etmeliyim.

私はそれを修理しなければならない。

Kyoto'yu ziyaret etmeliyim.

京都を訪問するべきだよ。

- Hastanede arkadaşımı ziyaret etmeliyim.
- Hastanedeki arkadaşımı ziyaret etmeliyim.

私は入院中の友達を見舞いに行かなければならない。

Şimdi itiraf etmeliyim ki

実は ここで告白することがあります

"sadece yürümeye devam etmeliyim."

でもまっすぐ歩き続けなきゃ

Kaybolan zamanı telafi etmeliyim.

- 私は失った時間を取り戻さなければならない。
- 私は失った時間の埋め合わせをしなければならない。
- 私はむなしく費やした時間を取り戻さなければ。
- 空費した時間の埋め合わせをしなければならない。

Yarın doktoru ziyaret etmeliyim.

明日一度医者へ行こう。

Biraz daha dikkat etmeliyim.

もうちょっと注意しないと。

Ben doktoru ziyaret etmeliyim.

私は医者に行かなければならない。

Niçin Tom'a yardım etmeliyim?

- どうしてトムの手伝いをしないといけないの?
- 何でトムを助けなきゃいけないの?

Sanırım Tom'a yardım etmeliyim.

僕はトムを手伝った方がいいと思う。

Bu insanlara yardım etmeliyim.

- 私はこれらの人々を助けなければならない。
- この人たちを助けてあげなくちゃ。

Bugün raporu teslim etmeliyim.

今日レポートを提出しなければならない。

Raporu ne zaman teslim etmeliyim?

レポートはいつ提出しなければなりませんか。

Arabayı ne zaman iade etmeliyim?

- 車はいつ返したらいいでしょうか。
- 車はいつかえしたらよろしいでしょうか。

Küçük bir gelirle idare etmeliyim.

僕は少ない収入でなんとかやっていかなければならない。

Bu dokümanları nereye teslim etmeliyim?

この書類はどこに提出すればいいんですか?

Öncelikle yardımınız için size teşekkür etmeliyim.

まず第一にあなたの援助にお礼を申し上げます。

Onun benim hatam olduğunu itiraf etmeliyim.

あれは、私の不徳の致すところでした。

Hızlı sürerek kaybedilen zamanı telafi etmeliyim.

- 私は車のスピードを上げて時間の遅れを取り戻さなければならない。
- わたしは運転速度を速めて時間の埋め合わせをしなければならない。

Çağdaş müziği fazla beğenmediğimi kabul etmeliyim.

私は現代の音楽はあまり好きではない事を認めます。

Telefonumuz artık çalışmıyor. Onu tamir etmeliyim.

うちの電話は故障だ。修繕してもらわないと。

- Horladığımı kabul etmek zorundayım.
- Horladığımı kabul etmeliyim.

いびきをかくことは認めるよ・・・。

- Sana veda etmeliyim.
- Sana hoşça kal demeliyim.

さよならを言わなければなりません。

Önümüzdeki pazar günü Shizuoka'daki amcamı ziyaret etmeliyim.

こんどの日曜日に静岡のおじさんに会いに行く予定です。

Onu ya sen ya da ben ziyaret etmeliyim.

あなたか私のどちらかが彼女を訪問するべきだ。

Bir fotoğrafçı olarak gerçekten kendimi bu konuda kontrol etmeliyim.

私は写真家として これを確認しなければなりませんでした

- Ben, ne pahasına olursa olsun ona yardım etmeliyim.
- Ne pahasına olursa olsun ona yardım etmek zorundayım.

どんな犠牲を払っても、彼女を助けなければならない。