Translation of "Yaşadığımız" in German

0.061 sec.

Examples of using "Yaşadığımız" in a sentence and their german translations:

Yaşadığımız kadar çalışmalıyız.

- Wir müssen arbeiten, solange wir leben.
- Wir müssen das ganze Leben arbeiten.

Bu yaşadığımız yer.

Hier leben wir.

Yaşadığımız sürece çalışmak zorundayız.

Solange wir leben, müssen wir arbeiten.

Eskiden yaşadığımız ev yıkıldı.

- Das Haus, in dem wir wohnten, wurde abgerissen.
- Das Haus, in dem wir früher lebten, wurde abgerissen.

Kaybolmak, yaşadığımız zor zamanları unutmak

Wir lesen, um uns zu verlieren, schwierige Zeiten hinter uns zu lassen

Yaşadığımız sürece çalışmaya devam etmeliyiz.

Wir müssen unser ganzes Leben lang lernen.

Tom yaşadığımız aynı sorunları yaşıyor.

Tom hat die gleichen Probleme wie wir.

2008'de yaşadığımız krizden katlarca kez fazla

Mehrfach als 2008

Deprem şimdiye kadar yaşadığımız en büyük olandı.

Das Erdbeben war das stärkste, das wir je erlebt haben.

Bu şimdiye kadar yaşadığımız en hafif kış.

Das ist der mildeste Winter, den wir je erlebt haben.

Yakında Yaşadığımız İstanbul depreminden sonra baz istasyonları kitlendi

Basisstationen nach dem Erdbeben in Istanbul, in dem wir leben, gesperrt

Bu, elli yıl içinde yaşadığımız en sıcak yaz.

Das ist der heißeste Sommer seit 50 Jahren.

Her yaşadığımız depremden bundan ders almalıyız deyip almıyoruz malesef

Leider sagen wir nicht, ob wir bei jedem Erdbeben, in dem wir leben, Lehren ziehen sollen.

- Kendimi yaşadığımız serüvenlerden bahsederken buluverdim.
- Derken maceralarımızı anlatmaya başladım.

Ich begann, von unseren Abenteuern zu erzählen.

Bunun son on yılda yaşadığımız en soğuk kış olduğunu duydum.

Ich habe sagen hören, dass es der kälteste Winter wäre, den wir in den vergangenen zehn Jahren hatten.

İşte bu az önce de bahsetmiştik uzaydaki uzaylıyla yaşadığımız açı farklılığı

Dies ist der Winkeldifferenz, den wir mit dem Außerirdischen im Raum erlebt haben

İnsanlar, yaşadığımız yer, sorunlarımız ve çabalarımız hakkında daha fazla bilgi edindikçe...

Die Apa Sherpa Foundation würde mehr Unterstützung erhalten, wenn man mehr über unsere Stadt wüsste,

Şu dünyamız, üstünde yaşadığımız hayatımız ne de güzel bir hayat olurdu ayrımcılık yapılmasaydı.

Es wäre eine bessere Welt, auf der wir lebten, würden wir keine Unterschiede machen.

Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.

Eine Versicherung erinnert uns daran, dass die Welt, in der wir leben, nicht vollständig sicher ist; wir könnten krank werden, in Gefahren geraten oder auf Unerwartetes stoßen.