Translation of "Yaşını" in German

0.005 sec.

Examples of using "Yaşını" in a sentence and their german translations:

O, yaşını gösteriyor.

Man sieht ihm sein Alter an.

Yaşını sorabilir miyim?

- Dürfte ich dich fragen, wie alt du bist?
- Dürfte ich dich nach deinem Alter fragen?

Onun yaşını dikkate almalısın.

Du musst sein Alter in Betracht ziehen.

Ben Tom'un yaşını bilmiyorum.

Das Alter von Tom ist mir nicht bekannt.

O, ona yaşını söyledi.

Sie hat ihm ihr Alter verraten.

Tom, Mary'ye yaşını söyledi.

Tom sagte Maria sein Alter.

O, kırk yaşını biraz geçti.

Er ist knapp über 40.

Bir kadına asla yaşını sormamalısın.

Man sollte eine Frau nie nach ihrem Alter fragen.

Onun yaşını tahmin etmeye çalıştım.

Ich habe versucht, ihr Alter zu erraten.

O 70 yaşını geçti bile.

- Sie ist schon über 70.
- Er ist schon über 70.

Tom yüz yaşını aşmış kimsedir.

Tom ist ein über Hundertjähriger.

Bir gün bana yaşını söyleyecek misin?

Verrätst du mir eigentlich irgendwann, wie alt du bist?

Seksen iki yaşındaydı ve yaşını hissediyordu.

Er war zweiundachtzig Jahre alt und fühlte sich auch so.

Evrenin yaşını bir yılla temsil ediyor olsak

Wenn wir das Alter des Universums als ein Jahr darstellen,

Mary yaşını sorduğunda Tom ona yalan söyledi.

Tom log, als Maria ihn fragte, wie alt er sei.

Bir bayana yaşını sormanın kabalık olduğunu bilmiyor musunuz?

- Weißt du denn nicht, dass es unhöflich ist, eine Dame nach ihrem Alter zu fragen?
- Wissen Sie denn nicht, dass es unhöflich ist, eine Dame nach ihrem Alter zu fragen?

45 yaşını geçmiş Amerikalıların %35'i kronik olarak yalnız.

35 % der Amerikaner über 45 sind chronisch einsam.

Tom, 24 yaşını doldurmadan önce üniversiteden mezun olmak istiyor.

Tom will die Universität beenden, bevor er vierundzwanzig wird.

- Bir bayana yaşının sorulmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın.
- Bir bayana yaşını sormayacak kadar mantıklı olmalısın.

Du solltest dich hüten, eine Dame nach ihrem Alter zu fragen.