Translation of "Tom'un" in German

0.008 sec.

Examples of using "Tom'un" in a sentence and their german translations:

- Ben Tom'un kızıyım.
- Tom'un kızıyım.

Ich bin Toms Tochter.

- Tom'un tavsiyesini unutmayın.
- Tom'un tavsiyesini unutma.
- Tom'un tavsiyesini hatırla.
- Tom'un tavsiyesini hatırlayın.

Merke dir Toms Rat.

- Ben Tom'un amcasıyım.
- Ben Tom'un dayısıyım.
- Ben Tom'un eniştesiyim.

Ich bin Toms Onkel.

Tom'un babasıyım.

Ich bin Toms Vater.

Tom'un büyükannesiyim.

Ich bin Toms Großmutter.

Tom'un evindeyim.

- Ich bin bei Tom.
- Ich bin bei Tom zu Hause.

Tom'un avukatıyım.

Ich bin Toms Anwalt.

Bu, Tom'un.

Das gehört Tom.

Tom'un asistanıyım.

- Ich bin Toms Assistent.
- Ich bin Toms Assistentin.

Tom'un korumasıyım.

- Ich bin Toms Leibwächter.
- Ich bin Toms Leibwächterin.

Tom'un kuzeniyim.

- Ich bin Toms Cousin.
- Ich bin der Cousin von Tom.
- Ich bin Toms Cousine.
- Ich bin Toms Base.

Tom'un doktoruyum.

Ich bin Toms Arzt.

Tom'un sürücüsüyüm.

Ich bin Toms Fahrer.

Tom'un dedesiyim.

Ich bin Toms Opa.

Tom'un komşusuyum.

- Ich bin Toms Nachbar.
- Ich bin Toms Nachbarin.

Bunlar Tom'un.

Die gehören Tom.

Tom'un ağabeyiyim.

- Ich bin Toms großer Bruder.
- Ich bin Toms älterer Bruder.

Tom'un rakibiyim.

Ich bin Toms Rivale.

Tom'un arkasındayım.

Ich bin direkt hinter Tom.

- Tom'un saçı büyüyor.
- Tom'un saçı uzuyor.

Toms Haar wächst.

- Tom'un kafası karıştı.
- Tom'un kafası karışık.

Tom ist verwirrt.

- O, Tom'un fikriydi.
- Bu, Tom'un fikriydi.

Das war Toms Idee.

- Tom'un partisi nasıldı?
- Hoe Tom'un ortağıydı.

Wie war Toms Party?

- Tom'un gönlü gençtir.
- Tom'un ruhu gençtir.

Tom ist im Herzen jung.

- Bu, Tom'un bilgisayarıdır.
- Bu, Tom'un bilgisayarı.

- Das ist Toms Computer.
- Das ist Toms Rechner.

- Tom'un odası kirli.
- Tom'un odası pis.

Toms Zimmer ist dreckig.

- Tom'un eşyaları nerede?
- Tom'un eşyası nerede?

Wo sind Toms Sachen?

- Şu Tom'un evi.
- O, Tom'un evi.

Das ist Toms Haus.

- Tom'un Ph.D.si var.
- Tom'un doktorası var.

Tom ist Dr. phil.

- Bu kitap Tom'un.
- O, Tom'un kitabı.

Dieses Buch gehört Tom.

- Mary Tom'un karısıdır.
- Mary Tom'un karısı.

- Marie ist Toms Frau.
- Mary ist Toms Frau.
- Mary ist Toms Ehefrau.

- Tom'un karizması var.
- Tom'un çekiciliği var.

Tom hat Charisma.

- Tom'un kolu alçıda.
- Tom'un kou alçılı.

Tom hat einen Arm in Gips.

- Ben Tom'un teyzesiyim.
- Ben Tom'un halasıyım.

Ich bin Toms Tante.

- Ceketlerden hangisi Tom'un?
- Tom'un ceketi hangisi?

Welche Jacke gehört Tom?

- Tom'un elini bırakmıştım.
- Tom'un elini bıraktım.

- Ich ließ Toms Hand los.
- Ich habe Toms Hand losgelassen.

- Tom'un cinayetini araştırıyoruz.
- Tom'un öldürülmesini araştırıyoruz.

Wir ermitteln in der Mordsache „Tom“.

- Tom'un duası kabul oldu.
- Tom'un duası kabul olmuştu.
- Tom'un duası gerçekleşti.
- Tom'un duasına icabet edildi.

Toms Gebet wurde erhört.

- Tom'un beklemesini rica edeceğim.
- Tom'un beklemesini isteyeceğim.

Ich werde Tom bitten zu warten.

- O, Tom'un kız kardeşidir.
- O, Tom'un ablası.

- Sie ist Toms Schwester.
- Sie ist die Schwester von Tom.

- Tom'un beti benzi kalmadı.
- Tom'un rengi soldu.

- Tom erblasste.
- Tom wurde blass.

- Tom'un bilgisayarını kontrol ettim.
- Tom'un bilgisayarını denedim.

Ich habe Toms Computer geprüft.

- Tom'un hiç parası yok.
- Tom'un parası yok.

Tom hat kein Geld.

- Tom'un çorapları eşleşmiyor.
- Tom'un çorapları tekir bekir.

Toms Socken passen nicht zueinander.

- Tom'un gri saçı var.
- Tom'un saçları kır.

Tom hat graues Haar.

- Tom'un yeri hapis.
- Tom'un içeri atılması lazım.

Tom gehört ins Gefängnis.

- Ben Tom'un kız kardeşiyim.
- Tom'un kız kardeşiyim.

Ich bin Toms Schwester.

- Tom'un karısı bir öğretmendir.
- Tom'un eşi öğretmendir.

Toms Frau ist Lehrerin.

- Tom'un erkek kardeşini tanıyorum.
- Tom'un biraderini tanıyorum.

Ich kenne Toms Bruder.

- Tom'un yüzebildiğini biliyorum.
- Tom'un yüzme bildiğini biliyorum.

Ich weiß, dass Tom schwimmen kann.

- Tom'un boğmacası var.
- Tom'un boğmaca öksürüğü var.

Tom hat Keuchhusten.

- Tom'un el yazısı kötü.
- Tom'un yazısı çirkin.

Tom hat eine Sauklaue.

- Tom'un telefon numarasını anımsamıyorum.
- Tom'un telefonunu hatırlamıyorum.

Ich komme nicht auf Toms Telefonnummer.

- Tom'un ne dediğini dinle.
- Tom'un söylediklerini dinle.

- Hör zu, was Tom sagt.
- Horch, was Tom sagt.

- Tom'un üç amcası var.
- Tom'un üç tane amcası vardır.
- Tom'un üç dayısı var.
- Tom'un üç eniştesi var.

Tom hat drei Onkel.

-Tom'un yaptığı şekilde-

so wie Tom sie macht --

Tom'un üşüttüğü söyleniyor.

- Man sagt, Tom sei erkältet.
- Es heißt, Tom habe sich erkältet.
- Es wird gesagt, Tom habe eine Erkältung.

Tom'un sınıfı nerede?

Wo ist die Klasse von Tom?

Tom'un konuşması mükemmeldi.

- Toms Rede war ausgezeichnet.
- Toms Rede war exzellent.
- Toms Rede war hervorragend.

Tom'un kafası karıştı.

Tom war verwirrt.

Tom'un benzini bitti.

Tom ging das Benzin aus.

Tom'un boğazı ağrıyor.

Tom hat Halsschmerzen.

Tom'un midesi ağrıyor.

- Tom hat Magenschmerzen.
- Tom tut der Bauch weh.

Tom'un alerjisi var.

Tom hat Allergien.

Tom'un kulağı ağrıyor.

Tom hat Ohrenschmerzen.

Tom'un artriti var.

Tom hat Arthritis.

Tom'un astımı var.

Tom hat Asthma.

Tom'un tonsilliti var.

- Tom hat Angina.
- Tom hat eine Mandelentzündung.

Tom'un iskorbiti var.

Tom hat Skorbut.

Tom'un anadili İngilizcedir.

Toms Muttersprache ist Englisch.

Tom'un üstü çıplak.

- Tom hat einen bloßen Oberkörper.
- Tom läuft mit bloßem Oberkörper herum.

Tom'un sırtı ağrıyor.

Tom hat Rückenschmerzen.

Tom'un önemsemeyeceğinden eminim.

Tom wird bestimmt nichts dagegen haben.

Burası Tom'un dairesidir.

- Dies ist das Appartement von Tom.
- Das ist Toms Wohnung.
- Dies ist Toms Wohnung.

Tom'un arabası bozuldu.

Toms Auto ging kaputt.

Tom'un evi perili.

In Toms Haus spukt es.

Bu Tom'un kanaryası.

Das ist Toms Kanarienvogel.

O, Tom'un ablası.

- Sie ist Toms große Schwester.
- Sie ist Toms ältere Schwester.

Tom'un özgüveni yok.

Tom hat kein Selbstvertrauen.

Tom'un elinde değil.

- Tom kann nicht anders.
- Tom kann nichts dafür.
- Tom kann doch nichts dafür.

Tom'un radyosu bozuldu.

Toms Radio ist kaputt.

Tom'un bilgisayarı bozuk.

- Toms Rechner ist kaputt.
- Toms Computer ist kaputt.

Tom'un apandisiti vardı.

Tom hatte eine Blinddarmentzündung.

Bu Tom'un dolabı.

Das ist der Spind von Tom.

O, Tom'un dairesi.

Das ist Toms Wohnung.

Mary Tom'un baldızı.

- Maria ist die Schwägerin von Tom.
- Mary ist Toms Schwägerin.

Tom'un gömleği kuruyor.

- Toms Hemd trocknet.
- Toms Hemd trocknet gerade.

Bu Tom'un devesi.

Das hier ist Toms Kamel.

Tom'un sözünü kesme.

Unterbrich Tom nicht!

Tom'un başı dertte.

- Tom ist in Schwierigkeiten.
- Tom steckt in Schwierigkeiten.

Tom'un arabası çalışmaz.

Toms Auto will nicht anspringen.

Tom'un evi yanıyor.

- Toms Haus steht in Flammen.
- Toms Haus brennt.

Tom'un eşyaları nerede?

Wo sind Toms Sachen?

Tom'un nesi var?

- Was ist los mit Tom?
- Was hat Tom denn?

Tom'un sorunu nedir?

Was ist Toms Problem?

Tom'un soyadı nedir?

- Wie ist Toms Nachname?
- Was ist Toms Familienname?

Tom'un planı neydi?

Was war Toms Plan?