Translation of "Mary'ye" in German

0.023 sec.

Examples of using "Mary'ye" in a sentence and their german translations:

- Tom, Mary'ye kızmadı.
- Tom, Mary'ye sinirlenmedi.
- Tom, Mary'ye öfkelenmedi.

Tom ärgerte sich nicht wegen Mary.

Mary'ye aşığım.

Ich bin in Maria verliebt.

- Tom, Mary'ye bağırdı.
- Tom, Mary'ye seslendi.

Tom schrie Mary an.

- Tom, Mary'ye söylemeliydi.
- Tom'un Mary'ye söylemesi gerekirdi.
- Tom'un Mary'ye anlatması gerekirdi.

Tom hätte es Mary sagen sollen.

- Tom, Mary'ye yardım etmedi.
- Tom, Mary'ye yardım sağlamadı.
- Tom, Mary'ye yardımcı olmadı.

Tom half Mary nicht.

Tom, Mary'ye söylemeliydi.

Tom hätte es Mary sagen sollen.

Tom, Mary'ye bağırıyor.

Tom schreit Maria an.

Mary'ye yardım etmeliyim.

Ich muss Maria helfen.

Tom, Mary'ye baktı.

Tom sah zu Maria herüber.

Tom, Mary'ye bağırdı.

Tom brüllte Mary an.

Mary'ye aşık mısın?

Bist du in Maria verknallt?

Tom, Mary'ye inanamıyor.

Tom kann Maria nicht glauben.

Tom, Mary'ye güveniyor.

Tom vertraut Maria.

Tom, Mary'ye güveniyordu.

Tom vertraute Mary.

Tom, Mary'ye saldırdı.

Tom griff Maria an.

Tom, Mary'ye kızgın.

Tom ist wütend auf Mary.

Tom, Mary'ye bakmıyor.

Tom sieht Maria nicht an.

Endişelenme. Mary'ye söylemeyeceğim.

Keine Sorge! Ich werde Maria nichts sagen.

Mary'ye iyi bakıyor.

Er kümmert sich gut um Maria.

Tom, Mary'ye bayılıyordu.

Tom war verrückt nach Mary.

Tom, Mary'ye bakamadı.

Tom konnte Mary nicht ansehen.

Tom, Mary'ye aşıktı.

- Tom war in Maria verliebt.
- Tom wäre in Maria verliebt.

Mary'ye aşık değilim.

Ich bin nicht in Maria verliebt.

Tom, Mary'ye bakıyor.

Tom sieht Maria an.

Tom, Mary'ye güvenmedi.

Tom traute Maria nicht.

Tom'u Mary'ye götüreceğim.

Ich werde Tom zu Maria bringen.

Mary'ye hiç güvenmezdim.

Ich würde Mary nicht über den Weg trauen.

Tom, Mary'ye vurdu.

Tom griff Maria an.

Tom, Mary'ye yazdı.

Tom schrieb an Mary.

Tom, Mary'ye inandı.

Tom glaubte Maria.

Tom, Mary'ye inanıyor.

Tom glaubt Maria.

Tom, Mary'ye söyledi.

Tom sagte es Maria.

Tom, Mary'ye vurmadı.

Tom hat Maria nicht geschlagen.

Tom, Mary'ye anlatmadı.

- Tom hat Maria nichts gesagt.
- Tom verschwieg es Maria.

Tom, Mary'ye benzemiyor.

Tom ist nicht wie Maria.

Tom, Mary'ye bakıyordu.

Tom stierte Maria an.

O, Mary'ye söyledi.

Er sagte es Maria.

Lucy Mary'ye söyledi.

Lucy hat es Mary erzählt.

Tom, Mary'ye gülümsedi.

Tom lächelte Maria an.

Tom, Mary'ye söylememeliydi.

Das hätte Tom Maria nicht sagen sollen.

Tom, Mary'ye güldü.

Tom hat Mary ausgelacht.

Tom, Mary'ye borçludur.

Tom ist Mary zu Dank verpflichtet.

Tom, Mary'ye âşıktır.

Tom ist in Maria verliebt.

Tom, Mary'ye sadıktır.

Tom ist Mary treu.

Tom, Mary'ye sarıldı.

- Tom umarmte Mary.
- Tom hat Mary umarmt.

Tom, Mary'ye katlanamıyor.

- Tom kann Maria nicht leiden.
- Tom kann Maria nicht ausstehen.

Tom, Mary'ye inanmadı.

- Tom hat Maria nicht geglaubt.
- Tom glaubte Maria nicht.

Tom, Mary'ye bildirecek.

Tom wird Maria benachrichtigen.

Tom, Mary'ye güvenebilir.

Tom kann Maria vertrauen.

Tom, Mary'ye bağırmadı.

Tom hat Mary nicht angeschrien.

Tom, Mary'ye söyleyecek.

Tom wird es Maria sagen.

Tom, Mary'ye benziyor.

Tom ist wie Maria.

Tom, Mary'ye bakacak.

Tom wird sich um Maria kümmern.

- Tom, Mary'ye okumayı öğretti.
- Tom Mary'ye okumayı öğretti.

Tom brachte Maria das Lesen bei.

- Mary'ye bir mektup yazdım.
- Ben Mary'ye bir mektup yazdım.

Ich habe Maria einen Brief geschrieben.

- Tom sırrı Mary'ye söyledi.
- Tom Mary'ye bir sır söyledi.

- Tom verriet Maria das Geheimnis.
- Tom hat Maria das Geheimnis verraten.

- Tom, Mary'yi azarladı.
- Tom, Mary'ye haddini bildirdi.
- Tom, Mary'ye ağzının payını verdi.
- Tom, Mary'ye kalayı bastı.
- Tom, Mary'ye ağzına geleni söyledi.

Tom hat Maria die Meinung gesagt.

Tom Mary'ye dilini çıkardı.

Tom streckte Maria die Zunge heraus.

Tom, Mary'ye çok kızgındı.

Tom war sehr böse auf Maria.

Tom, Mary'ye iyi bakar.

Tom kümmert sich gut um Mary.

Tom, Mary'ye ateş etti.

- Tom erschoss Mary.
- Tom hat Mary erschossen.

Tom sadece Mary'ye dayanamaz.

Tom kann Maria einfach nicht leiden.

O, Mary'ye sırılsıklam âşık.

Er ist über beide Ohren in Mary verliebt.

Tom, Mary'ye göz kırptı.

- Tom hat Maria zugezwinkert.
- Tom zwinkerte Maria zu.

Tom Mary'ye okulu gezdirdi.

Tom zeigte Maria die Schule.

Tom Mary'ye ofisi gezdirdi.

Tom zeigte Maria das Büro.

Tom Mary'ye deli oluyor.

Tom ist verrückt nach Mary.

Öğretmen Mary'ye konuşmamasını söyledi.

Der Lehrer forderte Mary auf, die Klappe zu halten.

Tom, Mary'ye soyadını sordu.

- Tom fragte Maria, wie ihr Nachname laute.
- Tom fragte Maria, wie sie mit Nachnamen heiße.
- Tom fragte Maria nach ihrem Familiennamen.

Tom'un köpeği Mary'ye havlıyordu.

Toms Hund bellte Maria an.

Tom motosikletini Mary'ye sattı.

Tom verkaufte Maria sein Motorrad.

Tom Mary'ye sıkıca sarıldı.

Tom hat Mary fest umarmt.

Mary'ye asla mektup yazmayacağım.

Ich werde Maria nie einen Brief schreiben.

Mary'ye kendisini sevdiğimi söyle.

- Sage Maria, dass ich sie liebe!
- Sagen Sie Maria, dass ich sie liebe!

Tom Mary'ye asla vurmazdı.

Tom würde Maria nie schlagen.

Tom Mary'ye John'dan bahsetmemeliydi.

- Tom hätte Maria nichts von Johannes sagen sollen.
- Tom hätte Maria nichts von Johannes sagen dürfen.

Tom silahını Mary'ye doğrulttu.

Tom zielte mit seinem Gewehr auf Maria.

Tom Mary'ye hiç bağırmadı.

Tom hat Maria noch nie angebrüllt.

Tom bıçağı Mary'ye uzattı.

Tom reichte Maria das Messer.

Tom Mary'ye mektubu uzattı.

Tom reichte Maria den Brief.

Tom, Mary'ye bakmadı bile.

- Tom blickte Maria noch nicht einmal an.
- Tom sah Maria noch nicht einmal an.

Tom anahtarları Mary'ye attı.

Tom warf Maria die Schlüssel zu.

Tom Mary'ye bakmaya katlanamıyor.

Tom kann es nicht ertragen, Mary anzusehen.

Bütün hikayeyi Mary'ye anlattı.

Sie hat Maria die ganze Geschichte erzählt.

Onlar, Mary'ye güvenebileceklerini biliyorlardı.

Sie wussten, dass sie auf Mary zählen konnten.

Tom şirketini Mary'ye sattı.

Tom verkaufte sein Unternehmen an Mary.

Tom kedisini Mary'ye verdi.

Tom hat seine Katze Maria geschenkt.

Tom Mary'ye el salladı.

Tom winkte Maria zu.

Ben Mary'ye gerçekten kızgınım.

Ich bin richtig wütend auf Maria.

Tom'un Mary'ye sabrı tükeniyor.

Tom wird Maria gegenüber ungeduldig.

Tom, Mary'ye karşı kabaydı.

Tom war unfreundlich zu Maria.

Tom Mary'ye çok yakın.

Tom steht Maria sehr nahe.